• Uçak

    04.04.2023, 11:07, İstanbul uçağı Yaklaşık bir senedir devam ettiğim terapi sanırım işe yaradı. Bulut bulut gökyüzünü ve uçağın salınımlarını takip etmektense uçarken izleyebilen, okuyabilen, yazabilen o cool insanlardan oldum. Uçak korkum son birkaç senedir başıma musallat oldu. Belirsizlikle baş edememek, korkmaktan korkmak, kontrolü bırakamamak adına ne dersek diyelim. Bunlar üzerimize geçirdiğimiz birer kabuk. İnsanın her… Continue reading

  • Önemi Yok – Ágota Kristóf

    Kısacık öyküler barındıran kısacık bir kitap. Dili duru olmasına karşın epey etkileyici bulduğum bir yazar. Bazı öyküleri çok vurucuydu. O kadar kısa bir öyküde böyle bir etki verebilmek tam bir ustalık. Öyküler o kadar kısa ki etkileyici olmayanlardan da sıkılma şansınız olmuyor. Öykü hemen bitiveriyor. Soğuk ve karanlık konular. Can Yayınları’nın kapak tasarımı rahatsız edici… Continue reading

  • IL TRITTICO – Giacomo Puccini

    Gittiğimiz yerlerin havalı salonları varsa ve bilet bulabiliyorsak mutlaka bir opera izliyoruz. Münih’i de boş geçmedik. Salon gerçekten çok güzeldi. Bina tasarımı epey ilginçti. Fuaye birbirine bağlanan farklı salonlardan oluşuyordu. Alan çok büyük, kalabalığı pek fark etmiyorsunuz. Aynı zamanda her kısmın kendi vestiyeri, barı ve tuvaleti bulunuyor. Daha önce böyle bir sistem görmemiştim, şaşırdım. Görevliyle… Continue reading

  • Gıcırdayan orman

    03.04.2024, 06:44, Berlin Dağlardan masalsı bir sis inerken köyler raylar arasından kayıp gidiyor. Toprağın yeşillenmemiş yerlerine bakarken üzülüyorum. Bulutsuz gök ise kırlangıçlar uçuruyor içimde. Topraksız çimen, bulutsuz gök olmaz biliyorum. Yine de yeşil ve mavi arıyor gözlerim. Pudralanmış dağlar kadrajıma girince içim hepten sığmaz oluyor içime. Onlar oradayken kimse düşmez artık. Mutlu bir atlas yorgan… Continue reading

  • Alte Pinakothek

    Her ne kadar modern sanatı anlamaya çalışsam da çok uzun süre maruz kalmak tekinsiz bir duygu yaratıyor bende. Modern Sanat Müzesi’nden çıktığımız gibi kendimizi geleneksel sanatın huzurlu kollarına bıraktık. Birçok çok ünlü sanatçının birçok eserinin sergilendiği müze muazzam düzenlenmiş. Derli toplu. İnsanı yormuyor. Salonlar arasında akıp gidiyorsunuz. Binanın kendisini de çok beğendim. Rodin, Rembrandt, Raphael,… Continue reading

  • Pinakothek der Moderne

    Pinakothek galeri anlamına geliyormuş, Münih seyahatimde öğrendim. 2002 yılından beri hizmet veren bir modern sanat müzesi. Bünyesinde epey enteresan koleksiyonlar barındırıyor. Dizayn koleksiyonu, feminist sanat, heykel, kağıttan yapılmış boyutlu işler… Aynı zamanda Dali, Picasso, Andy Warhol gibi sanatçıların eserlerini görmek de mümkün. Mimarlık üzerine de bir sergi vardı. Konuyla ilgili hiç düşünmediğim şeyler üzerine düşündürdü… Continue reading

  • Münchner Residenz

    Görkem, görkem, daha çok görkem. Bavyera saraylarını gezdikten sonra düz altın varaklar gözüme İskandinav stili gelmeye başladı. Saray Almanya’nın en büyük şehir sarayı. 130 odası bulunuyor. Bir noktadan sonra fotoğraf çekmek bile gereksiz geliyor, sanki orada yaşıyormuşçasına alışıyorsunuz görkeme. Burası 1400’lü yıllardan beri hanedana ev sahipliği yapmış. 1918’de ise müzeye dönüştürülmüş. Bir porselensever olarak porselen… Continue reading

  • Neuschwanstein Şatosu

    Münih’teki meraklı gözlerden ve kısıtlamalardan sıkılan II. Ludwig bu şatoyu bir kaçış yeri olarak planlamış. Burada 172 gece geçirmiş (yakılan mum sayılarından bu hesaplanmış) ancak tamamlandığını görmeye ömrü yetmemiş. Yapıldığı dönemlerde artık Orta Çağ kaleleri inşa edilmiyor ama Ludwig iflah olmaz bir romantik. İçinde 200 hizmetlinin de yaşadığı bu şato aslında operaya ve Ludwig’in hayranı… Continue reading

  • İpin üzerinde

    02.04.2024, 06:30, Berlin Masal diyarları gezimiz bitti. Bal kabağına dönüştük ve eve döndük. Epeydir evdeydik, özlemişiz gezmeyi. Bir tek Sezer’le gezmeyi severim. Grup gezileri pek bana göre değildir. Sokaklar yürünmeli, müzeler görülmeli 🙂 4 gün boyunca her gün 18000 adım atmışız. Yataktan kalktığımız an ayak zonklamalarımız başlıyordu. Otuzların başlarında gezerken günde 22000 – 24000 adımları… Continue reading

  • Oberammergau

    Oberammergau yüzyıllardır Bavyera’nın en varlıklı köylerinden. Paramız var ne kadar gösterebiliriz diye düşünürken sempatik bir fikir bulmuşlar. Evlerinin Grimm Kardeşler’in masal kahramanlarıyla süslemeye başlamışlar. Köy aynı zamanda tiyatrosu ile de meşhur. Köyde 10 senede bir İsa’nın çilesinin anlatıldığı Passion Play sergileniyor. 1633 yılında Oberammergau köylüleri, artık vebadan kimse ölmemesin diye tanrıya her onuncu yılda bir… Continue reading