-
Tosca – Giacomo Puccini – Staatsoper
Perşembe gecesi Puccini’nin Tosca operasını izledik. Epeydir bu kadar dramatik bir opera izlememiştim. Salonu içimdeki Vasfiye Teyze ile Ne çektiniz bee nidalarıyla terk ettim. Puccini’nin aryaları önceden de bilip dinlediğimiz için daha da keyif aldık. Ancak sahne tasarımı ve kullanımındaki sadelik hiç hoşuma gitmedi. Görkemli sahneler ve kostümler izlemeyi severim. Bu operada ise her perdede… Continue reading
-
Evren olması gerektiği gibi peki ya ben?
09.03.2024, 06:31, Berlin Hayatımdaki pek çok şey keyifli gitse de, gitmeyen tek şeye kafayı takmış durumdayım. Hayattan kaçış protokolüm devreye girmek istiyor. Uzun saatler uyuyup uyanık olduğum az saatte de başka hiçbir şey yapmadan kafamda kurmak istiyorum. Beni mutlu eden şeyleri yapmak için kendimi zorluyorum. Kapıya kilit vurursam kolay kolay kapıyı tekrar açma enerjisi bulamayacağımın… Continue reading
-
Keskin sirke
08.03.2024, 06:39, Berlin Zen olacağım diye ortalarda dolanırken bir yandan da hayata küsmeleri meşhur bir insanım. Aklımdaki plan gerçekleşmezse küsüveririm hemen, kendimi cezalandırırım. Bu mantalite ile her hikâyede yanan hep ben olurum. Bugün Berlin’de tatil, uzun hafta sonu. Sezer’le bir yerlere kaçmak istedik. Havalimanlarında ve trenlerde Almanya çapında grev var. Berlin’in gözlerden ırak lokasyonu malum.… Continue reading
-
Tahammül
07.03.2024, 06:35, Berlin Üst üste çok güzel Kalben programları izledim ve dinledim. Kalben’in müziğini de çok severim, kendini tanıma ve sevme yolculuğunu da. Hatta edebiyatını da çok seveceğim gibi duruyor. Storytel’den kitabını dinlemeye başladım. Durmaksızın anlatıyor, motor takılmış gibi. Ben aslında çok konuşan insanları pek sevmem. Yorarlar beni. Ama iki saatliğine maruz kalmak bünyemde ters… Continue reading
-
Artistik patinaj
06.03.2024, 06:33, Berlin Dün Jale Hoca yine ruhuma dokunan iki tabir kullandı: Ruhen artist olmak ve kibrin sanatı doğurması. Bizi yaratmaya iten başkalarından daha iyi yapabileceğimiz düşüncesi yani kibir. Yazmak, yazdığını beğenmek ve yazdığını paylaşmanın içinde bolca kibir var. Murat Hoca da kitap yazmayı benzer bir biçimde tanımlamıştı: Onu okuma, beni oku! Kibir beraberinde öz… Continue reading
-
Mevsimler
05.03.2024, 06:18, Berlin Güneş saklandığı tülün ardından çıktı. Annesi bizimle daha çok oynamasına izin veriyor. Erken geliyor, geç gidiyor. Kuşlar çiçekleneyazan ağaç dallarından laf atıyor. Kafamı ne yöne çevireceğimi şaşırıyorum. Yeşilin unuttuğum tonları gökyüzünden düştü. İçime sığmayanlar bahar çiçekleri olarak parkları boyadı. Kalbimin odacıkları pembe, yeşil, somon, turkuaz. Kışın susmaları baharın neşesi altında ezildi. İçimdeki… Continue reading
-
Kadın Yok Savaşın Yüzünde – Svetlana Aleksiyeviç
Özlem tavsiyelerinden biri daha. İkinci Dünya Savaşı’na katılan cephedeki kadınların röportajlarından oluşan bir kolaj. Okuduğum savaşla ilgili ilk kitap Dalton Trumbo’nun Savaş Sahiden Bitti mi? isimli kitabıydı. İlkokula gidiyordum. Gece 9’da yatmak zorundaydım ama 9’a kadar kitaplıktan istediğim kitabı alıp okuyabilirdim. Bizimkiler kitaplardan zarar gelmeyeceğine inanmış olacak, şimdi olsa çocuk kapağını açsa terapiste götürürler. Kitap,… Continue reading
-
Paradoks
04.03.2024, 06:23, Berlin Kafalarımızda önceki tecrübelerimiz öylesine yer kaplıyor ki, yeni tecrübelere özellikle sonu mutlu bitenlere yer kalmıyor. Faka basmayalım diye hep kötüyü tutuyoruz bellekte. Geçtiğimiz hafta düşmeyen bir ateşe maruz kalınca doktora gitmem gerekti. Doktorcuğum da kan testi istedi. Damarlarım çok dar olduğu için benden kolay kan alınamıyor(du). Geçmişteki tüm tecrübelerimde kollarım iğne ile… Continue reading
-
Teşne ve akışta
03.03.2024, 06:42, Berlin Bu ay çok uzun zamandır beklediğim bir şey gerçek oldu ve öykülerimden biri basılı olarak yayımlandı. Öykülerim online yayımlanınca linki açıp açıp bakıyordum. Basılı olunca ve henüz elime ulaşmayınca o etki biraz kayboldu. Sanırım geriden gelecek. Ama yazımın basılmasından ziyade gördüğüm destek beni öylesine mutlu etti ki. Kolektif bir sevinç durumu. Çoğu… Continue reading
-
Kuvvetli Bir Alkış
02.04.2024, 08:10, Berlin Berkun Oya’yı çok severim. Netflix’teki son işi Kuvvetli Bir Alkış’ı bir solukta izledim. Bir varoluş sancısı ancak bu kadar güzel ve keyifli anlatılabilirdi sanırım. Evet, bazen sadece portakal olmak istersin. Hakan Günday Tutunamayanlar’dan bahsederken Selim’in tutunmayı istemediğini, tutunamayanın Turgut olduğunu söyler. Bu tespiti duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Bu da modern bir tutunamama… Continue reading