-
Artistik patinaj
06.03.2024, 06:33, Berlin Dün Jale Hoca yine ruhuma dokunan iki tabir kullandı: Ruhen artist olmak ve kibrin sanatı doğurması. Bizi yaratmaya iten başkalarından daha iyi yapabileceğimiz düşüncesi yani kibir. Yazmak, yazdığını beğenmek ve yazdığını paylaşmanın içinde bolca kibir var. Murat Hoca da kitap yazmayı benzer bir biçimde tanımlamıştı: Onu okuma, beni oku! Kibir beraberinde öz… Continue reading
-
Mevsimler
05.03.2024, 06:18, Berlin Güneş saklandığı tülün ardından çıktı. Annesi bizimle daha çok oynamasına izin veriyor. Erken geliyor, geç gidiyor. Kuşlar çiçekleneyazan ağaç dallarından laf atıyor. Kafamı ne yöne çevireceğimi şaşırıyorum. Yeşilin unuttuğum tonları gökyüzünden düştü. İçime sığmayanlar bahar çiçekleri olarak parkları boyadı. Kalbimin odacıkları pembe, yeşil, somon, turkuaz. Kışın susmaları baharın neşesi altında ezildi. İçimdeki… Continue reading
-
Kadın Yok Savaşın Yüzünde – Svetlana Aleksiyeviç
Özlem tavsiyelerinden biri daha. İkinci Dünya Savaşı’na katılan cephedeki kadınların röportajlarından oluşan bir kolaj. Okuduğum savaşla ilgili ilk kitap Dalton Trumbo’nun Savaş Sahiden Bitti mi? isimli kitabıydı. İlkokula gidiyordum. Gece 9’da yatmak zorundaydım ama 9’a kadar kitaplıktan istediğim kitabı alıp okuyabilirdim. Bizimkiler kitaplardan zarar gelmeyeceğine inanmış olacak, şimdi olsa çocuk kapağını açsa terapiste götürürler. Kitap,… Continue reading
-
Paradoks
04.03.2024, 06:23, Berlin Kafalarımızda önceki tecrübelerimiz öylesine yer kaplıyor ki, yeni tecrübelere özellikle sonu mutlu bitenlere yer kalmıyor. Faka basmayalım diye hep kötüyü tutuyoruz bellekte. Geçtiğimiz hafta düşmeyen bir ateşe maruz kalınca doktora gitmem gerekti. Doktorcuğum da kan testi istedi. Damarlarım çok dar olduğu için benden kolay kan alınamıyor(du). Geçmişteki tüm tecrübelerimde kollarım iğne ile… Continue reading
-
Teşne ve akışta
03.03.2024, 06:42, Berlin Bu ay çok uzun zamandır beklediğim bir şey gerçek oldu ve öykülerimden biri basılı olarak yayımlandı. Öykülerim online yayımlanınca linki açıp açıp bakıyordum. Basılı olunca ve henüz elime ulaşmayınca o etki biraz kayboldu. Sanırım geriden gelecek. Ama yazımın basılmasından ziyade gördüğüm destek beni öylesine mutlu etti ki. Kolektif bir sevinç durumu. Çoğu… Continue reading
-
Kuvvetli Bir Alkış
02.04.2024, 08:10, Berlin Berkun Oya’yı çok severim. Netflix’teki son işi Kuvvetli Bir Alkış’ı bir solukta izledim. Bir varoluş sancısı ancak bu kadar güzel ve keyifli anlatılabilirdi sanırım. Evet, bazen sadece portakal olmak istersin. Hakan Günday Tutunamayanlar’dan bahsederken Selim’in tutunmayı istemediğini, tutunamayanın Turgut olduğunu söyler. Bu tespiti duyduğumdan beri aklımdan çıkmıyor. Bu da modern bir tutunamama… Continue reading
-
Kültür kokteyli
01.04.2024, 06:41, Berlin Finler uzun senelerdir dünyanın en mutlu insanları seçiliyor. Uzaktan doğasına hayran olsak da bir ömür yaşamak için çok zorlu bir coğrafya. Yine de Finlandiya o zorlu koşullarda mutlu çocuklar ve bireyler yetiştirmeyi çok iyi biliyor. Finlerin kültürlerini tanımladıkları bir de felsefeleri var: Sisu. Bu kelime başka dillerde birçok kelimeye denk düşüyor. Zorluklar… Continue reading
-
Sizinki kaç birim?
Yakınlığın ölçü birimi nedir? Birine kaç kilometre uzakta yaşadığın mı? Ömrünün kaç senesini beraber geçirdiğin m? DNAnın uyuşma yüzdesi mi? Yoksa hastayken eline tutuşturulan paketten seni baharlı avlulara davet eden bir mektup, sana bakan bir Marina çıkması mı? Kanımca sonuncusu. Continue reading
-
29 Şubat’ta yıkanan çamaşırlar
29.02.2024, 09:31, Berlin Okumadan ve yazmadan geçirdiğim iki günün ardından sahalara dönüyorum. Daha önce hiç okumamış ya da yazmamış gibi hissediyorum. Sanki bir daha o rutini yakalayamayacakmışım gibi. Hayatlarımız normal seyrinde akarken ve biz sürekli başka hayalleri kovalarken; hayat bir süreliğine kesintiye uğrayınca kuzey ışıklarını görmektense makineye çamaşır atabildiği günlerin hayalini kuruyor insan. Çamaşırlar makinedeyse… Continue reading
-
Çürümenin Kitabı – E. M. Cioran
Her cümlesi böylesine etkileyici başka bir kitap okumadım. Kitap çizen biri olsam altı çizgisiz bıraktığım bir cümle olmazdı. Ayrıca isminin hakkını bu kadar veren başka bir kitap daha olamaz. Kitabın kapağındaki mavi portakal küfü okurken sizin elinize de bulaşıyor. Her cümlesi felsefi bir tartışma, üzerine günlerce düşünülür. Baştan sona muazzam bir mantık kurulmuş. Yazanlara hak… Continue reading