• Berlinale 2024 – Architecton

    Dün sabah altıda uyandım. Türlü şey, koşu, mesai, ders ve üzerine saat onda bu belgesel görünümlü film. Yorgunluğumu tahmin edersiniz zaten uyku saatim de gelmişti. Ancak 98 dakika boyunca ilgiyle takip ettim ki takip edilecek bir izlek de yoktu. Film doğa ve mimari ile ilişkimizi herhangi bir anlatıcı ya da olay akışı olmadan şahane görüntüler… Continue reading

  • Yazma cesareti

    21.02.2024, 06:30, Berlin İnsanların daha yazmaya başlamadan intihal ile ilgili endişelenmesi beni şaşırtıyor. Dünya üzerinde yazılmayan bir şey kalmışçasına yazdığımız konularda pişti olmaktan korkuyoruz. Bunu isimsiz yazanlar olarak yapıyoruz hem de. Dün Jale hoca güzel bir ifade kullandı. Sevdiğimiz yazarların yancısı olmak, onlarla yazmayı öğrenmek. Benim yazdıklarım sevdiğim yazarları çağrıştırır hâle gelirse bir gün, benden… Continue reading

  • Misafirperver

    20.02.2024, 06:27, Berlin Gölgesi adam, yüzü çocuk. Sırtında kendinden uzun bir saz. Ödünç almış, inanırsan. Çalıyor, söylüyor, gülüyor. Annesi en sevdiği yemeği yapmış, babası uyurken masal okumuş gibi gülüyor. Halbuki sadece sokaklar onun ve çöpler ve iki nefesleri kalmış izmaritler. Tuttuğu sigara adam, elleri çocuk. Başka türlüsünü bilmediğinden mi hayata misafirperver yoksa gelen misafiri baş… Continue reading

  • Orta Çağ ayağımıza geldi haaanım!

    Ayda bir Orta Çağ kostümleri ile parkta buluşup ok atıp dövüşüyormuş gibi yapıyorlar. Bu sahnede kendi kendilerine eğlenerek güzel vakit geçiren bir grup insan görmem biraz vakit aldı. Öncesi yargı, eleştiri, itham ve ahkâm. Zihnimi eğitmeli ve düşünce şeklimi değiştirmeliyim. Tesadüfe bakın ki dün bu olayın üzerine konusunu okumadan sadece renklerine ve yönetmenine kapılıp açtığım… Continue reading

  • Kendine Ait Bir Oda – Virginia Woolf

    Virginia Woolf, Mary Carmichael’in kitabını incelerken “…Çünkü kitaplar onları ayrı ayrı değerlendirme alışkanlığımıza rağmen birbirini devam ettirir. Onun da -bu bilinmeyen kadının da- koşullarına göz atmış olduğum o tüm diğer kadınların soyundan geldiğini göz önünde bulundurarak onların karakteristiklerinin ve kısıtlanmışlıklarının ne kadarını miras olarak aldığına bakmalıyım.” diyor. Son dönemde okuduğum tüm kitaplar birbirine eklemleniyor, bütünleşiyor.… Continue reading

  • Düz’leştiremediklerimiz

    19.02.2024, 06:23, Berlin Faulkner, “Belki de her romancı ilk önce şiir yazmak ister.” diyor. Ne romancıyım ne şiir yazıyorum. Ama son zamanlarda öykü yazarken elim sürekli şiire kaçıyor. Cümleler kısalıyor; mecazlar, renkler ve duygular ekleniyor kelimelere. Önceden de böyle yazmayı severdim ama Jale Hoca’nın derslerinden sonra artık daha özgür hissediyorum. Sizi bir kalıba sokmaya çalışmadan… Continue reading

  • Berlinale 2024 – The Box Man

    Dünün filmi Gakuryu Ishii’den Kutu Adam’dı. Kobo Abé’nin 1973 yılında aynı isimle yayımlanan kitabından uyarlama. Kitap uyarlamaları okumamış olsam bile beni bir başka heyecanlandırıyor. Film ekibinin katılımı ile birlikte dünya premieri dün gece 10:30’da yapıldı. Filmin başlaması on biri buldu. Böyle bir film için bence yanlış bir zaman seçimi. Bana göre bir diğer yanlışlık da… Continue reading

  • Göz var

    18.02.2024, 06:35, Berlin Aa açılmıyor. Bak bu fala bakılmaz normalde. Gönlünde ne varsa hemen olacak demektir. Ama buraya kadar gelmişsin, boş göndermeyeceğim seni. Ay bak nasıl da için kabarmış. Bir kadın var. Hanene güneş gibi doğuyor. Sen bu kadının bir yardımını göreceksin. El veriyor sana. Dualarındasın bu kadının. Bak aydınlanmış fincanın dibi. Aa kız göze… Continue reading

  • Berlinale 2024 – Small Things Like These

    Film Claire Keegan’ın 2021 yılında yayımlanan aynı isimli ödüllü romanının uyarlaması. Küçük bir İrlanda kasabasında, yerel bir manastırın evlenmemiş annelere ve bebeklerine (sonraları Magdalene çamaşırhaneleri skandalı olarak ortaya çıkmış) yaptığı korkunç muamelenin hikâyesi. 1926 – 1996 yılları arasında resmi rakamlarla 10.000, gerçek rakamlarla 30.000 kız çocuğu bu muameleye maruz kalmış. Kadınların istatistiklere dönüştüğü olaylardan bir… Continue reading

  • Asılacak Kadın – Pınar Kür

    Yine yirmi yaşında okumakla otuzlarının sonunda okumanın müthiş bir fark yarattığı kitaplardan biri. Ayrıca ilk iki bölümde kullanılan bilinç akışı tekniğini yazan olarak okumak da bir fark yaratıyor. Bu okuyuşumda Melek karakterinin inşası beni gerçekten etkiledi ve düşündürdü. Ama esas etkilendiğim kısım mahkeme başkanı hâkim Faik İrfan Elverir’in bölümü oldu. Emre Kongar ben küçükken zalimlik… Continue reading