• Ziyaret

    27.10.2023, 06:57, Berlin XF3’ü gözlemleme görevinin 186. XF3 yılıydı. Ortalama ömürlerine göre bu devede kulak kalırdı ama klanında bu görevi bu kadar uzun sürdüren başka biri daha olmamıştı. Burada değil 186 sene, 30 sene bile geçirmek istemezlerdi. Teknolojileri ile kendilerini görünmez kılabiliyorlardı. Zaman zaman yakın temasa geçen keşif araçları-manevra kabiliyetleri düşünüldüğünde bürünme teknolojisi dezavantaj yaratırdı-… Continue reading

  • Ticari! Bekleme yapma!

    26.10.2023, 07:03, Berlin Günlüklere başlayalı iki ayı geçti. Bu süre zarfında devamsızlık sayım dördü, beşi geçmemiştir diye tahmin ediyorum. Bana öylesine iyi geldi ki her gün yazmak. Bu yazıların tümünü tuttuğum belgede 10.000 kelimeyi aşmışım. İki ayda bu kadar kelime yazacaksın deseler inanmazdım. O yüzden kalemi eline almayı, bilgisayarın tuşlarını tıkırdatmayı erteleyen birileri varsa onlara… Continue reading

  • Nevermore

    25.10.2023, 07:27, Berlin “Ne bakıyorsun?” “Bana mı dedin? Sen konuşabiliyor musun?” “Bana böyle bakan başka biri var mı? Hem neden konuşamayacakmışım? “Kuşlar konuşmaz çünkü.” “Kuş benim ait olduğum sınıf, kuzgunum ben. Ben de sana memeli mi diyeyim? Ah bu insanların kibri! Çince bilmeyen biri Çinliler’e konuşamazlar demiyor ama hayvan dillerini bilmediğiniz için onlar konuşamaz sanıyorsunuz!”… Continue reading

  • Davulcu gardaş, keklik türküsünü biliyon mu?

    24.10.2023, 07:05, Berlin Dün Feride Çiçekoğlu’nu dinlerken bir kalan olarak gidenlere üzüldüğünden bahsetti. Vapura her bindiğinde, martıları her gördüğünde orada olduğuna şükretmekten. Kalsaydım nasıl olurdu diye düşündüm. İnsanın doğduğu yerde istediği hayatı yaşaması nasıldır? Berlinli iş arkadaşlarımı düşündüm. Aileleri yanlarında olan, belki doğduğu günden beri aynı mahallede yaşayan, ilkokuldaki sıra arkadaşıyla her hafta görüşen. İzlediğim… Continue reading

  • Tutunabilenler

    Bu güzelliği gördüğümde kulağımda Feride Çiçekoğlu yaşadığı korkunç dönemi (kendi korkunç diye tanımlamıyor, bu benim duyduklarımdan sonraki yorumum) nasıl mizahla aştığından ve hayata tutunduğundan bahsediyordu. Bu ağaç da kim bilir kaç senedir tutunuyor hayata. Kışın çetin geçeceğini bilse de böylesine görkemli karşılıyor onu. „Senden korkmuyorum, senden büyüğüm.“ diyor gökkuşağını bir ucundan tutup yakalamış yapraklarıyla. Continue reading

  • Her yanımız sakal, her yanımız bıyık

    23.10.2023, 07:16, Berlin Judy Chicago 1939 doğumlu feminist sanatçı. Erkek egemenliğinden kurtuluş kutlamasında soyadını reddedip, doğduğu kentin adını almayı tercih ediyor. Aslında bu olay yaşandığında evli değil, almayı reddetmesi gereken bir eş soyadı yok ama eril düzene bir tepki. Evlendiğimden beri sadece resmi evraklarda eşimin soyadını kullanıyorum. Onu da kaldırmayı çok isterdim ama bir bürokrasi… Continue reading

  • 42

    22.10.2023, 07:24, Berlin Göklerden geldim. Büyüktüm, ufaldım. Evrende yalnız gezerken onun sırlarına nail oldum. Önceleri anlatmak istedim, anlatacak kimse bulamadım. Sonra da benim anlatma isteğim kalmadı. Dokunan sırlarıma nail olabilir, tabii benim kadar dayanıklıysa. Sırlarımı barındırırken bu kadar yorgun düşmeseydi gövdem, eski heybetimin bir kısmını muhafaza edebilirdim gibi gelir. Bir gün evrende salınan, hiçbir güce… Continue reading

  • Ağacım

    Evimin karşısındaki parkta bir ağacım var. Çok heybetli bir meşe ağacı. Fotoğraflardaki mütevazı duruşuna aldanmayın. Gövdesi tek başıma sarılamayacağım kadar geniş. Daha heybetli başka ağaçlar, parkta daha çok zaman geçiren başka insanlar vardı elbet. Ama biz birbirimizi seçtik. Continue reading

  • Göğün yüzü

    21.10.2023, 07:10, Berlin Dün gün ağarmak bilmedi. Üstümüzde kaç kat bulut vardıysa Berlin için normal bir gündüz karanlığına ulaşmamız öğleni buldu. Sürekli yağmur yağdı, yürüyüşe bile çıkamadım. Gökyüzü ile yakın ilişkim Almanya’ya gelişime denk geliyor. İstanbul’da yaşadığım kişisel tarihim açısından karanlık o dönemde tabiri caizse gökyüzünün mavi olduğunun bile farkında değildim. Sadece çalışıyor, uyuyor ve… Continue reading

  • Peşin satanla karşılaşma

    20.10.2023, 07:22, Berlin Beth’in kitabına devam ederken şunları düşünüyorum: Neden yazdıklarımızı başkalarına okutuyoruz? Yazmak bir ihtiyaç peki ya yazdıklarını okutmak? Seneler boyu benden başkasının kapağını açmayacağı defterlerde biriktirebilirdim yazdıklarımı. Ama öyle olsun istemedim. Yazdığım öykülere ne kadar güvenmediğimi söylesem de insanlara okudum, okumaları için yolladım. İnsan arkasında duramayacağı bir şeyi başkasıyla paylaşır mı? Yazdıklarıma güvenmeliyim,… Continue reading