• Trafik kazası süsüyle göğe uçan kadın

    23.09.2023, 07:29, Berlin Dün akşam yedi buçukta dışarı çıktığımda alacakaranlıktı. Yazın bitimi en çok güneşin erken ortadan kaybolmalarıyla belli oluyor. Hava serinceydi ama yine de pantolon giymeye razı olmadım. Şortumun üzerine yeleğimi giydim. Vardır böyle inatlarım. Kolay kolay kabullenemem montları, pantolonları. Arama hep bir mesafe koyarım. Serin hava önce bir vurdu sonra alıştım. Neyse ki… Continue reading

  • Ateş ağacı gölgesinde çocukluğum

    Malta’dan modern tabelaları kaldırdığınız an tarihi bir film çekmeye hazırsınız. Büyük prodüksiyonların neden Malta’yı seçtiği aşikar. Bense başka bir sebepten daha sevdim Malta’yı. Fotoğraftaki bina 1686 yılında inşa edilmiş ve postane binası olarak kullanılıyor. Çocukluğu postane binalarında geçmiş biri olarak doğumumdan tam 300 sene önce inşa edilmiş bu bina beni epey heyecanlandırdı. Bir de binanın… Continue reading

  • Cepsiz kundaklılar

    22.09.2023, 07:23, Berlin Aklımda sürekli dolanan konulardan biri de geç mi kaldım korkusu. Okumaya, yazmaya, sevmeye, yaşamaya, koşmaya, keman çalmaya, kano yapmaya, sushi yapmayı öğrenmeye, yeni arkadaşlar edinmeye, yeni bir dile… Bu korku çoğumuzda var sanırım. Gün içinde bu cevabı kaç kez unutacağım emin değilim ama burada kayıtlara geçsin: geç kalmadık! Hiçbir zaman geç değil.… Continue reading

  • Dalgalar altında bir kahve?

    Gaudi’nin tavanı altında bir kahve alır mısınız? El Cafè de la Pedrera Barselona’da Casa Milà’nın zemin katında. Dalgalara karşı değil de, dalgaların altında oturuyorsunuz. Mimariden hiç anlamayan bir insan olarak Gaudi’nin her yerden göze çarpan renkli ve yuvarlak mimarisi beni mest ediyor. Seneler önce La Sagrada Familia’yı gördükten sonra daha iyisi olamaz diye kilise gezmeyi… Continue reading

  • Bileğimdeki yosun, Vezüv ve Marina Abramović

    21.09.2023, 07:30, Berlin Vezüv 1631 patlamasında üçte birini kaybederek ufalmış. İçindeki lava kendinden vererek büyütmüş onu. Kafamda sürekli aynı sorgulamalar dolanıyor. Sığ bir suda bileğime sarınan bir yosun parçası gibi sıyırıp atamıyorum üzerimden. Vezüv bir sanatçıymış her şeyini adamış eserine. Eseri onu küçültmüş kendi büyümüş sonra da darmadağın etmiş insanları. Bu kadar yıkıcı olacağını bilse… Continue reading

  • Adam kafalı saksılar

    Yeşil panjurlar, zakkumlar, limonlu vitrinler, gürültülü insanlar, şahane yemekler kısaca İtalya. İtalya’ya her gidişimde beni büyülüyor ve elime kovalanacak bir hikaye tutuşturuveriyor. Bu sefer de bu adam kafalı saksıları sokuşturdu cebime. Sicilyalı bir kadın şehre gelen Mağribi’ye ilk görüşte aşık olur. Sevgili olurlar. Ancak adamın memlekette bir karısı ve çocukları vardır. Sicilyalı ablamız bunu öğrenince… Continue reading

  • Eve dönmenin yanardağlardan geçen yolları

    20.09.2023, 07:31, Berlin Yanardağları çoçukluğumdan beri hep çok ilgi çekici bulmuşumdur. Buna sönmüş bir yanardağ olan Kapıdağ’a bakarak büyümemin etkisi göz ardı edilemez. İlk kurgularımda sönmüş yanardağ uyanır ve görkemli bir şekilde etrafını kızıla boyardı. Aramızda yatan denize güvendiğimden olacak, bu fikir beni korkutmak yerine keyiflendirirdi. Yakın zamanda Vezüv ve Etna ile tanıştım. Tabii benim… Continue reading

  • Ben buradayım!

    Bir süre önce bir afiş gördüm. Dünya ‘yeni dünyalar’ arayan sakinlerine sesleniyordu: Evrenin kıyı köşelerinde su ve hayat arayacağınıza bana iyi bakın diye. Gözünü başka gezegenler bürümüş insanlık beni o kadar şaşırtıyor ki. Herkes gidebilir, ben Heidi’nin köylerini bekleyeceğim! Continue reading

  • Kamu spotu

    19.09.2023, 07:20, Berlin  Yapmakla yap-ama-mak arasında sadece bir ‘ama’lık fark olduğunu biliyor muydunuz? Hayatım boyunca o amaya sığınıp fermuarını üzerimden kapatıp ‘yapma’ hevesimin geçmesini bekledim. Deneyip de başarısız olmaktan o kadar korktum ki güvenli sığ sularımdan hiç uzaklaşmadım. Başarısızlıktan korktuğum için kendime güvenli bir vasat yarattım. Halbuki ne büyük bir potansiyelim varmış, şimdi anlıyorum. Ama… Continue reading

  • Nemli yanaklı hayaletler ordusu

    18.09.2023, 12:45, Berlin Dün kürkçü dükkanına yol alırken “Feuchtwangen” diye bir tabela gördüm. Birebir çevirirsek: nemli yanaklar. Yanımdaki güldü, benimse yolda olmaya gereksiz romantizmler ekleyen ruhum acıdı. Bir yanak pekala mutluluktan da nemli olabilir. Ama ben özlem dolu bir kadın yüzü gördüm o tabelada. Kavuşacakmış gibi ayrılan ama kavuşacağına asla emin olamayan. Vedalar ve yollar… Continue reading