-
Kıyamet Sonrası Olağan Bir gün – Murat Gülsoy
Kitapları değerlendirmek için yıldız verme sistemi kullanan platformlar var. Oysa benim değerlendirme aracım, kitap boyunca kullandığım not kâğıtlarıdır; bir tür zihinsel harita, metinle kurulan bireysel bir diyalog. Bu kitap, neredeyse her sayfasını işaretlediğim kitaplardan biri oldu. İlham verip içimde yazma isteği uyandıran kitapların yeri bende her zaman ayrıdır. Kitabın tuhaf ve tekinsiz sahneleri, kendi metinlerime… Continue reading
-
Bakır
11.01.2025, 06:51, Berlin Berlin’de günlerdir kar yağıyor. Beyaz örtü, ardından yağan yağmurla grileşiyor, kirleniyor. Güneşi en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Belki birkaç saniyeliğine görünüp kaybolmuştur, o kadar. Sabah uyandıktan saatler sonra aydınlanıyor dünya. Ama o da ne kadar ‘aydınlık’ sayılır, tartışılır. Dün, kartopu oynayıp eve döndüğümde ekranımda turkuaz bir deniz belirdi: Faralya. Faralya’da yaşayan… Continue reading
-
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
10.01.2025, 16:52, Berlin Bugün Josh Kline isimli bir sanatçıyla tanıştım. Çağımızın sorunlarını konu edinen çalışmalar sergiliyor. Modern teknolojilerin ve politikaların insan yaşamı üzerindeki etkilerini keşfederek, izleyicileri mevcut ve gelecekteki toplumsal dinamikler hakkında düşünmeye davet ediyor. Son dönem işlerinden biri Social Media. Sergide çeşitli teknolojik aletlere kaptırılan uzuvlar var. “Sosyal medya kişisel yaşamla iş yaşamı arasındaki… Continue reading
-
Pandispanya Gazetesi – Elvan Kaya Aksarı
Çok eğlenceli, oyunlu, hınzır bir kitap. Dilini çok sevdim. Çok güzel ve komik tespitleri var. Aslında kitabın ilk öyküsünün karakteri İshak Ğ. Bindallı’nın Ğ Sözlüğü’nü de okumak isterdim. Kitabın en sevdiğim öyküsü daha uzun belki bir kısa roman olarak okumak isterdim. Yazarın iki kitabı daha bulunuyor, onları da çok merak ettim, kısa zamanda okumak istiyorum. Continue reading
-
Kapıların önünde
09.01.2025, 06:11, Berlin Ocak ayının batı dillerindeki karşılığının kökeni Roma tanrısı Janus’tan geliyormuş. Janus, çift yüzlü bir tanrı. Çift yüzüyle hem geçmişi hem geleceği aynı anda görebiliyor. Bu yüzler ağırlıklı olarak farklı resmedilmiş, simetrik değiller. Geçmişi gören yüz gördüklerinin ağırlığından olacak daha yaşlı ve yorgun. Geleceğe bakan daha dinamik. Janus, başlangıçlar ve sonlar, kapılar ve… Continue reading
-
Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit
Canım Dirmit, canım Latife Tekin, canım Nezaket Erden… Artık bu üçünü birbirinden bağımsız düşünmem imkânsız. Latife Tekin’in kaleminden çıkan Sevgili Arsız Ölüm, şahane bir uyarlama ve Nezaket Erden’in büyüleyici sahne performansıyla hayat bulan Dirmit, benim için sadece bir kitabın sahneye uyarlaması değil, daha öte bir deneyim. Çok sevdiğim bir kitabın, kendisinden bile daha çok sevdiğim… Continue reading
-
Hesap günü
… “Ve ben gördüm bütün yalanları ve yananları. Küllerini doldurdum ceplerime. Ruhlarını yuttum kaybolmasınlar diye. İçimde zamanın yangını ve isyanı seviştikçe çocuklar doğurdu bana. Ademoğullarından birinin elinden solmuş sıcacık bedenli Havvakızlarından birini gömdüm küllere. Şimdi boşaltıyorum mezarlıkları. Acısız bir doğum. Kendini doğuracak soydaşlarının küllerinden. Sonra içimdeki çocukları üfleyeceğim içine. Yasaklar koymayacağım ona. Terk etmeyeceğim onu.… Continue reading
-
Coetzee ve Ishiguro
06.01.2025, 06:31, Berlin İnsan hiç tutarlı bir varlık değil. Özellikle de ‘ben’ türü. Duygularım ve düşüncelerim öyle çabuk değişiyor ki. Şu günlük yazılarını art arda okusak neler çıkar acaba? Geçtiğimiz zamanlarda okuyup çok da etkilenmediğim yazarlar olmuştu: Coetzee ve Ishiguro. Kitaplarının konularını ve barındırdıkları felsefi tartışmaları çok ilginç bulmakla beraber kitapların geçtiği evrenlere ilişkin okura… Continue reading
-
Karadelik Güncesi – Ali Teoman
Konstantiniyye Üçlemesi’nin ikinci kitabı olan Karadelik Güncesi konu olarak bir önceki kitapla devamlılık göstermese de onun karakterlerine epey gönderme yapıyor. Ancak kitaplar farklı bir sıralamayla da okunabilir diye düşünüyorum. Geçmişin ve geleceğin iç içe girdiği, tüm zamanların aynı anda yaşandığı bir İstanbul’dayız. Grotesk bir atmosfer hâkim. Yaz aylarında kar yayıyor, sonbahar ayları ise çok daha… Continue reading
-
İlk yardım
Yayoi Kusama Japonya’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Annesiyle sorunlu bir ilişkisi var. Yayoi, çapkınlıklarını takip etsin diye bir dedektif gibi babasının peşine yollanıyor. On yaşında halüsinasyonlar görmeye başlıyor. Görüleri nokta nokta ve dalgalı bir hareket hâlinde. Yayoi küçük yaşlardan itibaren sanatı zihnindeki düşüncelerden kurtulma aracı olarak kullanıyor. Georgia O’Keffeé’ye hayran. Onunla… Continue reading