Paket lastiği

05.05.2024, 06:20, Berlin

Günlük tükenmişlik sendromları yaşıyorum. O günü verimli geçirmek için yaptığım dakika hesapları oluyor. Bir sürü şeyden ödün vermeden sürekli yeni bir hedef ekliyorum listeye. Bunu benden bekleyen yok. Nedense kendime karşı hep bir meydan okuma hâlindeyim. Arada ters tepiyor. 87 iş bitirmeyi hedeflediğim günde açıp ucuz romantizm ve dedikoduya bulanmış dekolteli kadınların ve karın kaslı erkeklerin olduğu emlak programlarını izliyorum. O günlerde çıkardığım pantolonu bile Sezer kaldırıyor. Elim hiçbir şeye gitmiyor. Dümdüz oturuyorum. 87 parçaya bölünmeden de halledilmiyor mu işler? Katıldığım her atölyedeki her ödevi yapmak gibi bir zorunluluğum var mı? O gün 8 değil de 2 kitap okusam tersine mi dönüyor dünya? Kendimce belirlediğim son tarihlerin karşı tarafta bekleyeni yok. Ama o son tarih belirlendi, gün ve saat hesapları yapıldı. Hadi bakalım son tarihte gecikme var. Bilgilendirme mailini kime atıyoruz? Kopacakları garanti paket lastikleriyle doluyorum kendimi. Sıktıkça sıkıyorum. Bir noktadan sonra artık kopsun da önümüze bakalım der gibi sıkıyorum. Paket lastiği deyince aklıma hep Susam Sokağı gelir. Bir bölümde, bir kız, paket lastiğiyle yapılabilecekleri gösteriyordu. Çiçek buketini dağılmasın diye lastikliyordu. Bir kalıp peyniri de kağıda sarıp lastikle sabitliyordu. Bir de saçını topluyordu. İzledikten sonra, defalarca denedim saçlarımı paket lastiğiyle toplamayı. Hep yolundu saçlarım. Evde toka dolu. Paket lastiğiyle de toplama saçlarını. Bu neyin inadı? Atabey geni. Dedeciğime selam olsun 🙂 Küçüklükten belliymiş arızam demek. O değil de, paket lastiğiyle toplanabilen saç kimin?



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *