Paşa gönlüm

Birbiriyle alakasız görünen ama aslında çok alakalı iki fotoğraf. Dünden ve bugünden. Hayatım boyunca başta kırmızı olmak üzere gülden hiç hoşlanmadım. Dün çiçekçiye girdiğim gibi uçuk turuncudan pembeye uzanan bu buket beni çok etkiledi. Ama güldü, gül alamazdım, ben gül sevmezdim. Diğer buketler arasında gidip geldim. Yaptığım aranjmanlar beni mutlu etmedi. Farklı çiçeklerle kasaya yönelmişken geri döndüm. Elimdekileri bıraktım ve gül buketini aldım. Dışarıda beni bekleyen Sezer gözlerine inanamadı. Son dönemlerde içimden geldiği gibi davranmalarım epey arttı. Kendimi başkalarının ve daha da mühimi kendi şablonlarımının arasında hapsetmiyorum. Güllerim şahane duruyor ve beni çok mutlu ediyor. Bugün kitap kulübü buluşmam vardı. Sevmediğim bir yazarın sevmediğim bir kitabını okudum. Zoraki de olsa bitirdim. Günümü planladım. Birden dışarıdaki güneş beni çağırdı. Belki de senenin son güneşli ve sıcak gününü sevmediğim bir kitabı konuşarak harcamak istemedim. Topladım bugün vakit ayırmak istediğim pılımı pırtımı parkımızdaki kafeye geldim. Görenler dönmüş, hem de mutlu dediler. Ağaçlar sevinçten başıma konfeti gibi yaprak döktüler.



2 responses to “Paşa gönlüm”

  1. Sevmedigin yazar Tomris Uyar’sa nasil uzulecegim…Ama yine de pasa gonlunun gozlerinden operim.

    1. Yok yahu olur mu? Tomris Uyar sevmezse taş olur insan 🙂 O sevdiğim, okumak için yanımda taşıdığım 💕

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *