Rölans bebeğim

23.04.2024, 06:36, Berlin

Farkında mısınız? 45 – 60 yaş grubu popüler yazarlar epey fit ve kendilerine iyi bakıyor gibi gözüküyorlar. Yaratıyoruz, acı çekiyoruz, alkolle avunuyoruz zamanları geçmiş gibi. Belki de algıda seçicilik. Bu trendin meslekten bağımsız olduğununu da söyleyebiliriz tabii. Belki hatırlarsınız bir yazımda ben kalan yaz mevsimlerimi hileli bir biçimde hesaplarken Mahir Ünsal Eriş’in aklıma kalan okuyacak kitap sayımızı düşürdüğünden bahsetmiştim. Dün kitaplıkta sırasını bekleyen ve her Türkiye seyahatinde başka raflara sıçrayan okunmamışlarımı görünce yine bu düşünce düştü aklıma. Dün bir aydır ara verdiğim diyetime geri dönerken mottom okunacak ve yazacak çok şey olduğuydu. 30 olduktan sonra 200’e kadar yaşama planları yapan biri olarak aklıma ve bedenime çok iyi bakmam gerektiğinin farkındayım. Günün birinde karşılaşırsak ve ben 200 yaşını görecek kadar fit görünmüyorsam bu yazıyı hatırlatarak beni uyarın lütfen 🙂 Bu bir kendini kandırmaca mı yoksa otuzdan sonraki her yaş aralardaki dibi görmeleri saymazsak genel olarak bir öncekinden daha mı iyi? Hayata daha da keyifle bağlandığımı hissediyorum. Kendimi seviyorum. Tuhaf bir biçimde kendimi şaşırtabiliyorum. Hâlbuki dünyadaki en sürprizsiz insanlardan biriyimdir. Beni tanıyan Berke neye ne tepki verir, ne söyler bilir. Şaşırtamam insanları. Ama ilginçtir ki kendimi şaşırtabiliyorum son dönemlerde. Dönüşmek kendini şaşırtabilmek mi acaba? Canım kendim akımını görüyor, benimsiyor ve artırıyorum: Ona küçük sürprizler yapın. Rölans bebeğim. Bu kelimeyi babaannemin haftalık yeşil örtülü, pullu, altmış yaş üzeri konken masalarından beri duymamıştım 🙂 Sanırım hayatımın rölans evresindeyim. Daha cesur, kendine güvenen, görmekle kalmayıp artıran. Joker de gelir mi acaba?



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *