29.11.2023, 06:28, Berlin
Sabah dinlediğim sesli kitapta kıza piyano dersi aldırılır. Anne türlü zorluklarla aldırılan bu dersin kıymetini bilmediği için kızına kızmaktadır. Bu sahneyi dinleyince oldukça kısa süren müzisyenlik maceram aklıma geldi. Müzik alanında ne istekli ne de bilgiliyimdir. Müzik kulağım yok. Ayda yılda bir müzik dinlerim. Sevdiğim şarkılar vardır, yenisini bulmakla da uğraşmam. Bana gerçekten keyif veren ve sıkılmadan her an dinleyebileceğim tek müzik türü klasik müziktir. Harcadığım mesai ile kıyaslandığında onları bile birbirinden ayırırken hâlâ zorlanırım. Çocukluğumda org çalmak çok modaydı. Tutturmuş olmalıyım. Babam bir akşam eve paketlenmiş büyükçe bir kutuyla geldi. Org olduğunu biliyorum ama paketi açmama henüz izin verilmediğinden ya değildir korkusu beni mahvediyor. Babam beni heyecanlandırmak için ayakkabı diyor koca kutu için. Sonunda paket açılıyor ve kutudan org çıkıyor. Üzerinde sarı, fuşya ve turkuaz tuşları var. Bir süre eve kim gelse beraber o orgla oynuyoruz. Çalıyoruz diyemiyorum çünkü hiçbir bilgimiz yok. Sonra babaannemin sponsorluğunda bir org öğretmeni tutuluyor. Kırtasiyeden nota defteri ve bazı kitaplar alınıyor. Defter ve kitapları kapladığımız parlak lacivert üzerinde müzik enstrümanlarının resmi olan o kaplama kâğıdı dünyanın en güzel kaplama kâğıdıydı. Sonra dersler başlıyor. Çiçek bozuğu yüzlü bir adamcağız. Ellerinde de yanık izleri var. Hoca beni konuya döndürmek istiyor ben sürekli “Yüzünüze ne oldu?”, “Elleriniz neden böyle?” diye kırmızı başlıklı kızvari sorular soruyorum. Müzik hak getire. Adam ısrarla sorularımı cevapsız bırakıp beni konuya döndürmeye çalışıyor. O böyle yapınca kapı açık çalıştığımızdan arkasından salondaki anneme dil çıkarıyorum, nanik yapıyorum. Annem her seferinde beni uyarıyor. Dinlemiyorum. Hâlbuki çok kendi halinde, kibar bir çocuktum. O müzik dersleri beni nedense canavarlaştırmıştı. Birkaç ders sonra okullar açıldı. Aynı anda okuma ve org öğrenmenin çok yorucu olduğunu söyleyerek dersleri bıraktım. Kitaptaki anne ile bu sebeple yakındaşlık kurdum. Ben de başka bir hikâyenin kıymet bilmez o kızıydım. Yine bir kitap beni bambaşka bir yere ışınladı. Daha önce okuduğum bir kitap olmasına rağmen bu sahne bana hiç dokunmamış ilk okuyuşta. Kitapların insan üzerindeki etkileri ilginç. Bir kitap sadece kendi olarak kalmıyor, bizimle beraber o da dönüşüyor. Sihirli bir hâl.
Leave a Reply