01.09.2023, 07:41, Berlin
Dün sıcacık bir öyküde yirmili yaşlarımla karşılaşmıştım. Sabah da mailimde “telefon numarası eklemezseniz, on sekiz senelik mail hesabı geçmişinizi kaybedebilirsiniz.” diye bir ultimatom görünce bugünün konusu belli oldu. Öyküdeki karakteri çok sevdim, hep mutlu olsun istedim. Borges de bir öyküsünde gençliğiyle karşılaşır ve onun tüm şüphelerine rağmen ona karşı hoşgörü doludur. Bense sanırım pek hazzetmiyorum yirmili yaşlarımdan. O bambaşka biriymiş gibi. Mikrofon uzatılsa ‘Yirmi yaşınızla buluşsanız ona neler söylemek istersiniz?’ sorusunu boş geçerdim muhtemelen. ‘Anlamaz ki!’ der ve onu yüzüstü bırakırdım. Demek ki barışamamışız, inatçılığı bende hala mevcutmuş. Başka nelerini sakladım acaba? Otuzlu yaşlarım kırklarıma yaranmaya çalışıyor. Onunla bir olup yirmili yaşlarımı dışlayacak gibi bir his var içimde. Belki de kırklı yaşlarım barıştırır iki inatçıyı, belli mi olur?
Leave a Reply