05.11.2023, 07:14, Berlin
Türkiye’de çalışma hayatıma başladığım şirket ben ayrıldıktan sonra bir bölünme yaşadı. İç işlerinde özel, dış işlerinde Almanya’ya bağlı olan şirketin zamanında benim çalıştığım departmanı tüm çalışanları da beraber götürerek rakip bir şirket kurdu. Almanya ofis eski çalışanlara ulaşarak sıfırdan bir departman yaratmak zorunda kaldı. Ben de şirkete geri dönen kişiler arasındaydım. Aylardır data yüklenmiyor, rapor üretilmiyor, telefonlar müşteri aramalarıyla susmuyordu. O kadar çok birikmiş iş vardı ki. Bir avuç insan gece gündüz çalıştık ve işleri rutine döndürmeyi başardık. O dönemde şirketin kapısına “Tadilat nedeniyle kapalıyız.” yazmak isterdim. Önce içeriyi toplamak, sonra yeni işler almak, raporlar üretmek. Ortaya koyduğumuz emek ve çaba ile her zaman övünürüm. Tabii bu süreç beni hem fiziksel hem psikolojik olarak epey yorarak kafama ilk yurt dışı tohumlarının atılmasına da vesile oldu. Hayatımın bu döneminde de benzer bir yoğunluk içindeyim. Aradaki fark bu benim tercihim ve dilediğim an tüm meşguliyetlerimi bırakabilirim. Aynı anda dört kitap okuyup, bir tane de dinliyorum; hem eski öykülerimi düzenliyorum, hem yenilerini yazıyorum; bloğu aktif tutuyorum; yeni projeler için araştırma yapıyorum, yeni kurslara yazılıyorum. Bunların yanında iş ve özel hayatımı da devam ettiriyorum. İşe harcadığım vakitlerde yine o yazıyı asmak istiyorum ama zevk aldığım her şeyi finanse ettiği için ona da “buyrun efendim” diyorum. Galiba bu koşuşturma daha verimli kılıyor beni. İşleyen demir ışıldar demişler. Bu aralar ışıl ışılım.
Leave a Reply