07.03.2024, 06:35, Berlin
Üst üste çok güzel Kalben programları izledim ve dinledim. Kalben’in müziğini de çok severim, kendini tanıma ve sevme yolculuğunu da. Hatta edebiyatını da çok seveceğim gibi duruyor. Storytel’den kitabını dinlemeye başladım. Durmaksızın anlatıyor, motor takılmış gibi. Ben aslında çok konuşan insanları pek sevmem. Yorarlar beni. Ama iki saatliğine maruz kalmak bünyemde ters bir etki yapmıyor. Bugün bana yazdıran Kalben’den duyduğum bir cümle. Kimseyi yargılamaya hakkı olmadığını öğrendiğini anlatırken ben onu (ötekini) anlamak zorundayım. Nahif olan, vakti olan, sanatçı olan benim tadında bir cümle kurdu. Düşünüp de anlatamadığım bir duyguyu çok güzel ifade etti. İnsanlara artık (çoğunlukla) kızmıyor olmam insanlıktan umudumu hepten kestiğim için değil. Benim gibi olmayanı anlama ihtiyacı hissetmemden. Ve benim bunu yapacak zamanım, enerjim ve tahammülüm var. Kendimi nasıl kurcalıyorsam, tüm insanlığı öyle kurcalamalıyım belki de. Artık kavgalar yoruyor beni. Hayatla kavga etmektense onu anlamak, anlamaya çalışmak daha kolay geliyor; en azından şu yaşımda.
Leave a Reply