24.06.2024, 06:41, Berlin
Yapılan araştırmaya göre 1986 yılında 40 gazetelik bilgiye maruz kalırken, 2007’de bu sayı 174’e çıkmış. Bu seneyi düşünemiyorum bile. Sosyal medyaya döndüğüm kısa zaman zarfında bu durumu çok yakından gözlemledim. Bana kesinlikle iyi gelmiyor sosyal medya. Tabii sosyal medyayla bitmiyor iş. Mesajlaşmalar da bazen telefonu elden bıraktırmayacak bir etki bırakıyor. Öyle bir etki yaratmasa bile bir şey yaparken sürekli aydınlanan ekranla bölünüyor insan. Pomodoro tekniğinden daha önce bahsetmiştim. Bu teknikte 25 dakika boyunca yaptığınız işten başka hiçbir şeye ilgi göstermemeniz gerekiyor. 5 dakikalık molanızda ise dilediğinizi yapabilirsiniz. Son zamanlarda bu tekniği pek uygulamadım. Nasılsa disiplinli çalışabiliyorum; 25 değil, 45 dakika bile odaklanabiliyorum diye şımardım. Ama bence tekniğin esas vurucu noktası cep telefonuna konulan mesafeymiş. Çünkü telefonumu masamda bırakıp çalıştığımda ya da iki cümle arasında biri bir şey yazmış mı diye baktığımda bölündüğün dakikaları telafi etsen bile yaptığın işin kalitesi düşüyor. Bakınız sayılarla konuşuyorum 🙂 Bu geçişler arasında beynin yeniden şekillenmesi gerekiyormuş. Bu da zaman ve enerjimizin boşa harcanması demek. Bu durum 10 puan zekâ kaybına sebep oluyormuş. Zaten sınırlı kaynak, sokağa saçmaya hiç gerek yok diye düşünüyorum. Çalışıyorsam, yazıyorsam ya da televizyon izliyorsam kısaca bir işle meşgulsem elime almıyorum telefonu. Seneler önce muazzam bir başarı göstermiştim. Telefona hiç bakmadığım günler oluyordu. Keza son tatilimizdeki ekran detoksum da epey iyi gelmişti bünyeme. Telefonun kapatılıp ayarlanan zaman dışında asla açılmayan kutular varmış. O kadar da bağımlı olduğumu düşünmüyorum 🙂 Şimdilik sadece telefonu kelimenin tam manasıyla yüzüstü bırakıyorum.
Leave a Reply