Willy-Brandt Haus Sergisi

Serginin odağında Claus ve Erika Hopke’un çalışmaları olsa da başka sanatçıların eserlerini de görmek mümkün.

Doğu Almanya’da sanat resmi olarak sosyalizmin hizmetindeydi. Sanatta, edebiyatta ya da tiyatroda olsun, sanatçıların eserleri toplumsal koşulları ele almayı ve toplumun ideal bir resmini çizmeyi amaçlıyordu. Devlete ve partiye yönelik eleştiriler hoş karşılanmıyor ve ‘devleti tehlikeye sokan propaganda ve ajitasyon’ olarak görülüyordu. Bunun sonucu olarak yasaklanıyor veya sansürleniyordu. Claus ve Erika Hopke düzene ses çıkaran inatçı sanatçılardan.

Claus Hopke eserlerinde sıklıkla yaşadığı çevreyi, kentsel dönüşüm, çevresel yıkım ve sosyal adaletsizlik gibi güncel toplumsal sorunları ele almış.

Claus Hopke’nin sansürü ve kültürel politikaları eleştirdiği eseri.

Walter Ulbricht, Doğu Almanya’nın yapısını ve tarihini şekillendirmede kilit bir rol oynamış. 1961’de duvarın inşa edilmesi emrini veren ve böylece Doğu Almanya vatandaşlarının özgürlüğünü kalıcı olarak kısıtlayan kişi oymuş. Claus Hopke’nin 1968 tarihli çalışması, 1967’de yapılan ve Ulusal Cephe’nin birlik listesinin %99,9 ‘onay’ aldığı Volkskammer seçimlerine atıfta bulunuyor. GDR’deki seçimler seçim sonuçlarının seçim tarihinden önce bilindiği göstermelik seçimlermiş. Bir palyaço maskesi içinde Walter Ulbricht, %99,9 onay sonucu ile jonglörlük yapıyor.

Hopke için fabrika, sosyalizmin geleceğini güvence altına alan bir yer değil. Fabrika, bir kafatasının üzerinde yükseliyor; bacalardan çıkan duman, gökyüzünde karanlık bir buluta dönüşüyor. Doğa ölmüş, manzara ise çorak ve boş. 1958’de GDR’nin kimya programı, “Kimya refah, ekmek ve güzellik sunar” sloganıyla başlatılmış. Ancak üretim süreci sırasında çevreye verilen zarar göz ardı edilmiş ve bu durum Hopke’nin eserinde sert bir eleştiri olarak yansıtılmış.

Erika Hopke’nin tekstil kolajları… İlki yaşam Akışlarının Engellenmesi ismini taşıyor.

Sırasıyla: Hans Ticha (isimsiz), Heinz Trökes (Maskeler Geliyor), Heike Jeschonnek (Checkpoint Charlie)

Jeschonnek’in eserlerinde kullandığı teknik, kendine özgü. Sanatçı, parafini kâğıt, karton veya tuval üzerine uygulayarak figürleri, mimari unsurları ve peyzajları kazıyor. Bu kazıma işlemi sırasında bazı bölgelere renkli vurgular ekliyor ve ardından bir başka parafin tabakasıyla üzerini kaplıyor. Katman katman bir görüntü oluşuyor. Jeschonnek’in çalışmaları, izleyiciyi mesafeli tutan bir etkiye de sahip. Sahne, sanki buzlu cam ya da bir sis tabakası ardından izleniyormuş gibi görünüyor.



Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *