Benerler, gerçekten de çok yetenekli bir aile. Neredeyse her üyesi edebiyatla uğraşıyor. Yalnızlar, Erhan Bener’le tanıştığım ilk kitap oldu ve bu tanışıklık beni fazlasıyla mutlu etti.
Romanın ilk baskıdaki adı Gordium iken, daha sonra Yalnızlar olarak değiştirilmiş. Hatta yazar, her yeni baskıda esere yeni bölümler eklemiş ve sonunda ele avuca sığmaz, 600 sayfalık bir roman ortaya çıkmış. Kitapta bireylerin yalnızlığı anlatılsa da benim için en baskın duygu düğümlenme oldu. Aslında burada tam anlamıyla bir yalnızlıktan söz etmiyoruz. Daha çok aşılması mümkün olmayan, bağsızlıkla yoğrulmuş bir yabancılaşma söz konusu. Hegel’in süreç içinde aşılabilen yabancılaşma kavramından farklı olarak, burada Sartre’ınki gibi kaçınılmaz ve değiştirilemez bir yabancılaşmayla karşı karşıyayız.
Roman, geri dönüş tekniğiyle ellilerin taşra kasabası Edremit’e yolu düşen ya da düşürülen aydınların yaşamına ışık tutuyor. Bu insanlar içlerindeki boşluktan kaçmak yerine ona sıkı sıkıya bağlanarak günü sürüklenerek yaşıyorlar. Bener, ince ince işlenmiş, muazzam bir psikolojik roman kaleme almış. Karakterlerin her biri derinlemesine çözümlemelerle ete kemiğe bürünüyor. Roman, Vedat Türkali’nin Bir Gün Tek Başına eserinin öncülü gibi görünüyor ama bana kalırsa ondan çok daha ustaca kurgulanmış. Karakterlere sempati duymasak bile onlardan nefret etmiyoruz; aksine, onları anlıyoruz. Ayrıca Bener, Nermin gibi sıra dışı bir karakter yaratırken eril bakış açısını bir kenara bırakmayı da başarmış.
Edebiyatımızda yabancılaşma sıkça işlenen bir tema olsa da bu biçimiyle ilk kez karşılaşıyorum ve çok etkilendiğimi söylemeliyim. Aynı zamanda Yalnızlar, edebiyatımızın ilk distopya örneklerinden biri sayılabilir. Distopya denildiğinde genellikle bugünden farklı bir düzen düşünürüz, ancak tanımı gereği distopya; baskıcı, karanlık ve otoriter bir düzen içinde çöküşü ve bu düzene boyun eğmeyi anlatır. İşte Yalnızlar, tam olarak bu atmosferi yansıtıyor.
Roman boyunca bu çemberden bir kaçış ihtimali olduğuna inanmıyoruz. Yine de Nevzat, kaçarak bu çemberi bozuyor. Muhtemelen, kendine yeni bir çember yaratmak için.
Leave a Reply