Ekim ayında okuduğum bu güzel kitabın yazısını yazmamışım. Notlarımı ararken sitede olmadıklarını keşfettim. Umarım bunun gibi atladığım başka kitaplar da yoktur. Çünkü bu notların temiz ve düzenli bir biçimde burada durması beni mutlu ediyor.
Kitaba dönersek Züleyha Yılmaz çevirisi ile okuduğum bu kitap, son zamanlarda okuduğum en güçlü yabancı öykü kitabıydı diyebilirim. Genelde yabancı öykücüler beni pek mutlu edemiyor, dönüp dolaşıp Türk öykücüleri okuyorum. Ancak Güney Amerika edebiyatının yeri hepimizde ayrıdır. Bu kitap Enriquez’in de içinde yer aldığı Yeni Arjantin Anlatısı’na dâhil. Bir yanıyla çok bildik, bir yanıyla çok yeni.
Kitap büyülü gerçekçi unsurlarla Arjantin’in geçmiş travmalarını ve dünyanın bugününü anlatıyor. Rahatsız edici çünkü gerçek. Irkçılık, kaybolan insanlar ve çocuklar, şiddetin ve sapkınlığın sıradanlaşması, yalnızlık işlenen konulardan birkaçı. Bazen öyle göze batmayacak şekilde kullanıyor ki metaforlarını fark etmeden öyküye vurucu yeni katmanlar katılıvermiş oluyor. Örneğin Kederli Rambla Bulvarı’nda karakterlerden birinin gördüğü hayali helikopterler Arjantin’in geçmişine dair çok şey barındırıyor içinde. Geri Dönen Çocuklar ve Ölülerle Konuştuğumuz Zamanlar gibi öykülerdeyse daha doğrudan bir anlatım görüyoruz. Ancak bu öykülerin gücünü eksiltmiyor. Anlatılan şey öyle gerçek ki yazarla beraber o karanlığa çekiliyoruz.
Kitapta Kuyu isimli de bir öykü var. Bakmaman gerektiğini bilip kendine hâkim olamayarak baktığın o kuyu bu kitap, kendi metaforunu kendi içinde saklıyor.
Leave a Reply