13.05.2025, 06:10, Berlin
Düzenli olarak yazmaya dönmemle birlikte içimde bir şeyler yerli yerine oturdu. Enerjim tavan yaptı diyebilirim. Yazmak sadece bir eylem değil, ruhumu besleyen, beni hayatta tuttuğunu hissettiren bir uğraş. Üretmenin keyfi hiçbir şeyde yok. Belki bu cümleyi biraz açmalıyım: Sevdiğin alanda üretmenin keyfi hiçbir şeyde yok. Çünkü hayatın diğer alanlarında, işte ya da evde yaptığım şeyler bana böyle bir iç huzuru ya da tatmin duygusu vermiyor. Orada görev var, sorumluluk var ama gönül yok. Yazmaksa bambaşka bir yerden besleniyor. Çok emek verdiğim bir uğraştan çıkıp bir yaşam pratiğine dönüştü. Yazıyorum, öyleyse varım.
‘Üretmek’ kelimesi edebiyatla yan yana gelince kulağa iddialı geliyor, bunun farkındayım. İnsan duyunca büyük beklentilere giriyor. Oysa benim kastettiğim daha kişisel bir üretim. Sonuçtan tamamen bağımsız, sadece sürecin kendisinden beslenen bir yaratım hâli. Belki birileri okuyacak, belki hiç kimse… Ben sadece kendime iyi gelen bir şey yapıyorum. Sadece beni memnun edecek bir sonuçla ilgileniyorum ve bu özgürlük hâli çok kıymetli.
Yazmak, benim için bir içsel keşif. Kendime açılan bir yol gibi. Bloga yazdıklarımı önceden planlamıyorum. Blogun ilk zamanlarında yazamama kaygısıyla gece yatmadan önce kendime bir konu bulmaya çalışırdım. O zamanki tedirginliğimi şimdi gülümseyerek hatırlıyorum. Uzun zamandır bunu da bıraktım. Yazmak istiyorsam çoğu zaman bir konuya bile ihtiyacım olmuyor. Kelimeler bir şekilde yolunu buluyor. Konu, çoğu zaman kendi kendini yaratıyor. Ben sadece alan açıyorum.
Araştırmak istediğim sanatçıları, düşünmekten hoşlandığım ya da enteresan bulduğum konuları not aldığım bir listem var. Bazen ona göz atıyorum. Belirli bir konuyu öğrenmek de çok güzel ama iş yazıya gelince, o bilginin bende nasıl yankı bulduğunu da görüyorum. Bu, yazının bana kazandırdığı en değerli şeylerden biri, kendimi anlama ihtimali. Her zaman yapabildiğim bir şey değil bu. Ama bazen bir cümlede, bir paragrafta, hatta tek bir kelimede bile kendime yaklaşabildiğimi hissediyorum. Ve sanırım bütün o çabanın, zamanın, yazma ısrarının ödülü de içimdeki sesle buluşmak.
Leave a Reply