Öyküler
-
Eksantrik kayışı II
08.07.2024, 06:47, Berlin “Neden triger demiyorsun kardeşim o zaman? Çorap morap iş görmez mi?” “Hemen senli benli olduk bakıyorum da. Siz demenizi tercih ederim. Ayrıca kelime seçimlerimden dolayı hesap mı vereceğim? Sizin ne kadar yolunuz var?” Çattık diye düşünerek cevapladı. “Üç saatim daha var. Ertesi gün de altı saat dönüş.” “Öncelikle ben kadın çorabı kullanmıyorum.… Continue reading
-
Eksantrik kayışı I
07.07.2024 Dinlenme tesisinden çıkalı henüz yarım saat olmadan yaşlı Skoda’nın tüm ışıkları yanıp sönmeye başladı. Bakımını aksattığı için kendine, onu yarı yolda bıraktığı için de babasından miras arabaya söverek kenara çekti. Müşteri toplantısı ertesi gündü, en azından erken yola çıkmıştı. Geç kalmayı sevmezdi. Disiplini de arabası gibi baba mirasıydı. Yolda olmasının sebebi orta ölçekli soğutma… Continue reading
-
Bir ekinoks hikâyesi
01.07.2024, 06:39, Berlin Yaşlı adam kapının vurulmasıyla uyandı. Birkaç gündür uyku düzeni epeyce bozuktu. Vuruşların şiddeti onu huzursuz ettiğinden önce kulübenin yatağa yakın bölümünde asılı tüfeğine yöneldi, sonra perdeyi belli belirsiz açarak gelini kestirmeye çalıştı. Tüfeğini bıraktı ve kapıyı açtı. “Buyur.” Kapıyı çalan adamın karın bölgesinden süzülüp pantolonunu bordaya boyamış kanı sonradan fark edince irkildi. … Continue reading
-
Ayakkabı
16.06.2024, 07:25, Berlin …Ağaçların yeşerdiği, senin en sevdiğin mevsimdeyiz. Tam Adalar zamanı. Denize çıkan yokuşlarda sevdiğimiz ağaçları, kuşları, şairleri kovalamalıydık. Ancak bizim payımıza tahlil, hastane, doktor kovalamak düştü. Endişeli geceler arttıkça ne olursa olsun bilmek istedik. Fakat bilince azalmadı ki endişeler. Toyduk, sen yakışıklı kaldın, ben büyüdüm. Yerde tek tük kuru yapraklar var. Diğerleri canlı… Continue reading
-
Çilekeş
22.05.2024, 06:24, Berlin Sıdkım sıyrıldı bu nedir ya? Yeter. Köle miyim ben? Ah akılsız kafa! Sen misin görünmek, duyulmak isteyen. Ne güzel yaşıyordum kendi kendime. Azıcık aşım, kaygısız başım. Müstahak bana. Ya ama bunun da bir ortası yok be kardeşim. Vur dedik, öldürdü. Bacım, dünyadaki tüm dertleri ben mi çekecem? Bu ne ya! Heriften dayak… Continue reading
-
Bir pazar öğleden sonrası*
24.04.2023, 06:30, Berlin “Neden mutsuzsun?” “Olacaklar yüzünden.” “Daha olmadılar.” “Olacaklar.” “Nereden biliyorsun?” “Yaratıcı söyledi.” “Ne zaman?” “Çok zaman önce.” “Çok zaman olmuş. Ya da çok zamandır bir şey olmamış.” “Bu bir şeyi değiştirmez. Saadetimizin sona ereceğini öğrenmekle lanetlendik.” “Saadetimizin sona ereceği söylendiğiyse olacak olan olana dek saadet içinde olmamız gerekmez mi? Şimdiden mutsuz olman kehanete… Continue reading
-
Cinayet*
22.04.2024, 06:29, Berlin “Amirim. Buyrun.” “Ne iş Recai?” “Amirim. Birini öldürdüm, teslim olacağım diye geldi. Bir şeyler zırvalıyor. Kimi öldürdüğünü de söylemiyor.” “Ne ayaksın oğlum sen?” “İsteyerek oldu efendim. Ama bir nevi kaza. Belki de intihar. Çok yaşlıydı. Çok hastaydı hem. Dizleri tutmaz. Dediği anlaşılmaz. Köh köh öksürür. İyi bakmadı kendine. Bakabilirdi. Doktorlar ne diyor?… Continue reading
-
Çivili ev
22.01.2024, 07:20, Berlin Annesi oturduğu yerden uzanıp pencereyi kapatınca beyaz boyası aşınmış ahşap doğramadan düşen tortu pencere pervazındaki yığına ilavelendi. Sokaktan eve taşan ayak sesleri duyulmaz oldu. Trenin zangırtısı hâlâ camlardaydı. Kadifesi dökülmüş divandaki sigara deliklerinden parçalanmış süngerleri tutarken annesinin sesiyle irkildi. “Lan! Yapma dedik ya kaç kere söyleyeceğiz? Delik deşik ettin divanı.” deyip dişlerini… Continue reading
-
Aşk 2
04.11.2023, 06:11, Berlin Bugün itibari ile 99 dil konuşuyorum. Çok dil konuşabiliyor olmak Birleşmiş Milletler’deki işim için çok faydalı. Kalan dilleri de öğrenmek isterdim ama kaynak sıkıntısı çekiyorum. Belki John’dan yardım isteyebilirim. O bana hep iyi davranır. Bugün Mandarin ile güne başladım. Vietnamca, Fince ve Gürcüce ile devam ettim. İnsanlara yardım etmek beni çok mutlu… Continue reading
-
Aşk
03.11.2023,06:24, Berlin Günlerdir yoktu. Hiç böyle yapmazdı. Her gün muhakkak uğrar, bazı günler onunla sabahlardı. Çok özlemişti. Keşke onun gelmesini beklemese, kendi ona gidebilseydi. Belki bugün gelirdi ve saatlerce kalırdı. Kokusu o gittikten sonra bile üzerinde kalsın istiyordu. En büyük kabusu üzerine bir başkasının gölgesinin düşüp, kokusunun bulanmasıydı. Geçen sefer onu beklerken öyle olmuştu. O… Continue reading