09.10.2024, Berlin, 06:16
Dün akşam müzik yaparken fevkalade eğlenen ve eğlendiren sokak müzisyenlerine rastladım. Berlin’de Işık Festivali zamanı. Enstrümanlarını ve kendilerini ışıklara dolamışlar. Yağmur yağıyordu. Kendileri ve çevresindeki yüz kişi yağmura aldırmadan dans ediyordu. Yarım saate yakın dinledik, sonra mola verdiler de öyle ayrıldık. İşlerini yaparken böylesine keyif almaları etkiledi beni. İşini yaparken mutluluğu taşan insanlara bayılıyorum. Belki gündüzlerini geçirdikleri başka işleri var, belki müzisyenler program kovalıyorlar ama alternatif bir yol bulmuşlar kendilerine. Onları izlerken üretmek isteyen herkesin eğer gerçekten isterse üretebileceğine iyice inandım. Aklıma nedense Berlin Filarmoni düştü bir de. Bir enstrüman çalmanın gözümüzde en yetkin ve özenilesi hâllerinden biri. Belki bu insanlar Berlin Filarmoni’de çalacak kadar yetenekli, hırslı ya da çalışkan değiller. Belki hiç akıllarına bile gelmedi bu kariyer. Belki kırkından sonra öğrendiler çalmayı ve gönüllerini eğliyorlar. Kim ne karışır? Biz uzaktan bakanlar olarak bazı durumları çok idealize etmeye ve biraz da küçümsemeye yatkınız. Kafamızdaki tarifelere uydurmaya çalışıyoruz karşılaştıklarımızı ve iyi ki hayat ve sanat bizim kurallarımıza boyun eğmiyor. Yağmur altında senin müziğinle dans edecek sadece bir insan bulmak yeterli bazen ya da sen mutluysan ve eğleniyorsan tek başına çal oyna kim ne karışır?
Leave a Reply