Bu rota sabahları koşu, öğleleri yürüyüş yolum. Kiraz çiçeği ağacı mezar taşı satan dükkânın bahçesinde ancak dükkân kapanmış. Bu dükkânı bir öykümde mekân olarak kullandığımdan aslında hep açık kalacak. Sahibinin bundan haberi yok. Hava kapalıysa hafta içi öğle saatlerinde kocaman parkta bir avuç insan oluyoruz. Duyulan tek ses yaprak hışırtısı, dere akıntısı, karga gaklaması ve tanımadığım kuşların sesleri. Yürüyüşümü yaparken pek oturmam ama dün oturasım geldi beş dakika. Kulaklığımı susturdum, gözlerimi kapadım, sadece dinledim. Geçtiğimiz seneye dek sadece ilkbahar ve yazın etkilerdi beni doğa. Artık daimi müritiyim. Dünkü yürüyüşüm öyle kıymetliydi ki benim için gözlerim doldu mutluluktan. Beni o ânın kucağına bırakan tüm koşullara şükrettim. Birine mi kızdım, kafamı bir şeye mi taktım, sebepsiz yere mutsuz mu hissettim, mutlu parkım hep beni bekliyor. Girerken portmantoya asılıyor mutsuzluklar. Bir şemsiye gibi unutabilirim de onları çıkarken.
Leave a Reply