-
Telefonun başında çaresiz beklemiyorum
24.06.2024, 06:41, Berlin Yapılan araştırmaya göre 1986 yılında 40 gazetelik bilgiye maruz kalırken, 2007’de bu sayı 174’e çıkmış. Bu seneyi düşünemiyorum bile. Sosyal medyaya döndüğüm kısa zaman zarfında bu durumu çok yakından gözlemledim. Bana kesinlikle iyi gelmiyor sosyal medya. Tabii sosyal medyayla bitmiyor iş. Mesajlaşmalar da bazen telefonu elden bıraktırmayacak bir etki bırakıyor. Öyle bir… Continue reading
-
Kadın kardeşliği
22.06.2024, 06:06, Berlin Yazdıklarınla beni güldürdün. Hakkında konuştuğun adam bu kadar başarılı olmuşken, kimse senin söylediklerine ilgi gösterir mi sanıyorsun? Eğer bir insan önemsiz ise, kimseye bir şey söylemeden, sessizce kalması gerekir. Sana da bunu tavsiye ederim. Dün karşılaştığım bu satırların sahibi beni oldukça şaşırttı. Bu satırlar kuzenine aşık olduğu için eşini terk eden Albert… Continue reading
-
İşte benim stilim 🙂
21.06.2024, 06:42, Berlin Aristoteles, mutluluk ruhun erdeme uygun etkinliğidir diyor. Bunun için kendimizi tanımak şart. Yine çoğu felsefi yaklaşımda yolumuz bilgi sahibi olmak ve bilgelik farkına çıkıyor. Bilgiyi içselleştirip kendi hayatında uygulayamadıktan sonra sadece bilgi hamalı oluyoruz. Bilgelik o bilgi benim hayatımı dönüştürünce başlıyor. Kendimi yeni yeni tanıyorum. Kendime karşı yeni yeni dürüst oluyorum. Başka… Continue reading
-
Aç Gözünü Artık Yaşamıyorsun – Olga Tokarczuk
Benim kitapları yarıda bırakamama antikalığım ve ömrümden giden sekiz saat. İlk öykü çok enteresan ve keyifliydi. Bana kalırsa bir roman bile çıkardı o konudan. Devam eden öyküler de genellikle yazmak ve yazar karakterlerle ilgili olunca dilinden çok etkilenmesem de kitap bir süre aktı. Devamında ise kelime tekrarları, her öyküde kullanılan yeknesak kelimesi ile resmen çekilmez… Continue reading
-
Kısa ve Olağanüstü Hikâyeler – Jorge Luis Borges & Adolfo Bioy Casares
Müthiş bir işçilik. Yaratıcılık nedirin tam karşılığı. Yazarların tüm literatürü tarayıp kesip biçip montajlayıp yarattığı bu metinler çok etkileyici. Hepsi insanı aynı derecede etkilemiyor elbette ama hepsi keyifle okunuyor. İlham aldığım çok metin oldu. En sevdiklerim; Karşılaşma, Saklı Geyik, Brahmanlar ve Aslan, Tehlikeli Sihirbaz, Cennet Kandırmacası ve Dikkatsizlik oldu. Continue reading
-
Hallaç – Leylâ Erbil
Her Leylâ Erbil okumamda ayağa kalkıp düğmelerimi ilikleme isteğine kapılıyorum. Yatarken bile bir toparlanıyor insan. Leylâ Erbil’in dili başka bir gezene ait sanki. İnsanı mest ediyor, gözlerim doluyor. Bu demek değil ki kitabın tam içindeyim. Alakası yok. O okuyuşumda kitap benim ne kadar ilerlememe izin veriyorsa o katmana kadar inebiliyorum. Ve sabırla sonraki okuyuşlarımda bir… Continue reading
-
Yarıyıl karnesi ve yaz gün dönümü paniği
20.06.2024, 06:36, Berlin Pek dahil olamadığım güzel Mayıs havasından sonra, Haziran Berlin için pek tatsız geçti. Yağmur, çamur, mont. Hava tahmini bugün itibari ile derecelerin yükseleceğini, gökyüzünün güneşleneceğini öngörüyor. Haklı olsa gerek, masamın başına oturunca panjuru indirme ihtiyacı hissettim. Hayat da çoğunlukla bu sanırım. Bir yandan dört gözle güneşi bekleyip gelince de panjurları indirmek. Haziran… Continue reading
-
Oltamıza takılan yeni türler
19.06.2024, 06:36, Berlin Berna Moran’dan öğrendiğim üzere birçok eleştirmene göre iç konuşma tekniğinin bir anlatım yöntemi olarak sürekli kullanıldığı ilk roman Édouard Dujardin’in 1887’de basılmış olan Les Lauriers sont Coupés isimli kitabı. Kitabı okumadım ama ismi sanıyorum Defneler biçildi/kesildi anlamına geliyor. Epey etkileyici bir isim. Aynı zamanda James Joyce’un Ulysses’ine de ilham olduğu söyleniyor. Recaizade… Continue reading
-
Bir yaratım hadisesi
18.06.2024, 06:52, Berlin Çoğu kişi yazmayı bir delilik hâli olarak tanımlıyor. Günlerce karakterlerle yatıp kalkmak, sessiz ortamda her şeyden soyutlanıp sadece yazmak, ilhamın gelmesini beklemek. Benim yazma eylemim ise bunlardan çok uzak. Ben yazmak istedikten sonra televizyonun karşısında da yazabilirim, yazarken yanımdakine laf da yetiştirebilirim. Yazmaya oturmadan uzun uzun planlar yapamam mesela. Sadece bir önceki… Continue reading
-
Şiirli sabah
17.06.2024, 08:34, Berlin Orhan Pamuk’un Manzaradan Parçalar kitabında 54 yaşında kaleme aldığı bir yazısını okudum. Ömrünün yarısını çoktan tamamladığını bildiğinden, ancak önünde yaratacak çok eser olduğundan bahsediyor. Yazarlık hayatının 32. senesinde olduğunu ve önünde yaratacak 32 senesi daha olduğuna inandığını söylüyor. Yeni yaşımın ilk günleri olması sebebiyle sanırım bu yaşın paniği de henüz üzerimde. Geç… Continue reading