• Çevrenizde tıkırdatanlarınız bol olsun

    15.07.2024, 06:45, Mallorca Dün güneşin doğuşunu denizde karşılamak için hazırlanırken yan balkonumdan klavye tıkırtısı geliyordu. Ben denizdeyken de yazmaya devam etti komşum. Ne yazdığını bilmiyorum ama merakımı celbetti. Gün boyu ara ara aklıma geldi. Ben sabah yazamadığımdan içime dert oldu. Dün gece katıldığım Viva España kutlamalarına rağmen saatimi yanızca beş saat sonrasına kurdum. Kalkamadım 🙂… Continue reading

  • Tüylü meşe

    13.07.2024, 05:59, Berlin Kahverengilere bulaşan yeşillik olsa da formum Ben sizlerden biri değilim Aynı göğe erse de başlarımız Aynı suyu emse de ayaklarımız Aynı güneşe gölgelense de ellerimiz Ben sizlerden biri değilim Doğduğum yerde kalamamışım Göbek bağım yanlış yere düşmüş O günden beri kesildiğim yeri arıyorum Çünkü ben sizlerden biri değilim Ben uzatmadıktan sonra bana… Continue reading

  • Çocuktaki Bahçe – Feyyaz Kayacan

    Feyyaz Kayacan’ın tek romanı. Bu kitaptan sonra artık koluma Feyyaz Kayacan dövmesi yaptıracak kıvama geldim. Özgünlüğün ve dil hâkimiyetinin sözlük karşılığı. Fenerbahçe-Trabzonspor maçı anlatsa bile dinlerim ama anlattıkları da o kadar büyülü ki. Canımı acıtan bir kitabın beni böylesine mutlu edebilmesi de nasıl bir çelişki bilemiyorum. Kalan kitaplarını daha uzun zamana yayarak okuyacağım. Hâlâ okumadığım… Continue reading

  • Bukalemunlar Kitabı – Jose Eduardo Agualusa

    Yazarın Unutmanın Genel Teorisi kitabını çok daha fazla sevmiştim. Nedense bu kitabı ondan pek başkalaştıramadım beynimde. Yer yer beni etkileyen satırlar olsa da genele vurduğumuzda çok iz bırakan bir kitap olmadı. Yazarın her iki kitapta da benimsediği (belki tüm kitapları böyledir) fazla bölümlendirme yaklaşımına pek ısındığımı da söyleyemem. Continue reading

  • Yağmur yağıyor

    12.07.2024, 06:29, Berlin Bu sabah erken saatte bir toplantım olduğundan yazıyı boş verip koşuya çıkıyordum ki bir baktım yağmur yağıyor. Hâlbuki daha kırk dakika daha yağmamalıydı. Berlin’de yaşamak ciddi iştir, dakika hesabı ile yağmur takibi yapmanız gerekir. Ayakkabıları çıkarıp yine masama döndüm. Bari yazı yazayım 🙂 Bu aralar koşuyla ilgili kendimi motive etmek için videolar… Continue reading

  • Çocukları pistten alalım lütfeeen!

    11.07.2024, 06:06, Berlin Metabolizma çok acayip. Normalde 5.45’te uyanıyorum. Sanatçının Yolu, yarım saat erken uyanıp başka hiçbir şey yapmadan üç sayfa yazmayı salık veriyor. Bunu benim gibi erkenciler için mi diyor yoksa dokuz gibi uyanan normal insanlar için mi bilmiyorum. Sanırım bahsettiği şey o vakti yaratabilmek için uykudan feragat etmek. Gittikçe öne çekilen kalkış saatimin… Continue reading

  • Büyüyünce ne olacaksın?

    10.07.2024, 06:01, Berlin Sanatçı’nın Yolu isimli bir kitaba başladım. Sanatçı tıkanıklığı için on iki haftalık görevler ve egzersizler olan bir program öneriyor. Adına aldanmayın içindeki yaratıcılıkla buluşmak isteyen herkes deneyebilir, sanatçı olma ön koşulu yok. Henüz tıkanmaya vakti olmamış biri olarak yine de enteresan buldum, okuyorum. Her görevi yapabilir miyim emin değilim ama aralarından hayatıma… Continue reading

  • Eksantrik kayışı III

    09.07.2024, 06:27, Berlin Hızlıca eşyasını toparladı, arabadan indi. Teşekkür etmek için arkasını dönmüştü ki, araba hareket etti. Sinirle içeri daldı. Ortalama bir resepsiyonla tek ortak noktası üzerinde bir zil olan bankonun önünde beklemeye başladı. Gelen giden olmayınca ortalıktaki broşürlerde yazan numarayı aradı. Yanı başındaki telefon çaldı, kimse telefonu açmaya gelmedi. Göleti gören kavuniçi koltuklara oturdu.… Continue reading

  • Eksantrik kayışı II

    08.07.2024, 06:47, Berlin “Neden triger demiyorsun kardeşim o zaman? Çorap morap iş görmez mi?” “Hemen senli benli olduk bakıyorum da. Siz demenizi tercih ederim. Ayrıca kelime seçimlerimden dolayı hesap mı vereceğim? Sizin ne kadar yolunuz var?” Çattık diye düşünerek cevapladı. “Üç saatim daha var. Ertesi gün de altı saat dönüş.” “Öncelikle ben kadın çorabı kullanmıyorum.… Continue reading

  • Eksantrik kayışı I

    07.07.2024 Dinlenme tesisinden çıkalı henüz yarım saat olmadan yaşlı Skoda’nın tüm ışıkları yanıp sönmeye başladı. Bakımını aksattığı için kendine, onu yarı yolda bıraktığı için de babasından miras arabaya söverek kenara çekti. Müşteri toplantısı ertesi gündü, en azından erken yola çıkmıştı. Geç kalmayı sevmezdi. Disiplini de arabası gibi baba mirasıydı. Yolda olmasının sebebi orta ölçekli soğutma… Continue reading