• Sanat ve narsisizm

    05.06.2024, 06:08, Berlin Dün sanatta narsisizm konulu bir seminere katıldım. Besleyici ve düşündürücüydü. Bu seminerde bir de bir ressamla tanıştım: John William Godward. Hayatımda gördüğüm en aydınlık resimlerden birini yapan bu ressam, ki diğer tabloları da çok çok güzel bence, eserleri ilgi görmediği için intihar etmiş ve intihar mektubunda Dünya ben ve Picasso için yeterince… Continue reading

  • Şişedeki Adam – Feyyaz Kayacan

    Bir Deli Değilin Defterleri’ni okuduğumda heyecandan ne yapacağımı bilememiştim. Bir daha o etkiye ulaşmak zor. Yine de Feyyaz Kayacan’ın özgün ve şahane dili ile buluşmak çok keyifli. Yazarın ilk kitabı olan Şişedeki Adam çok daha absürt ve gerçeküstü. Çağında çığır açmış bir yazar. Ürettiği kelimeler, dili eğip bükmeleri inanılmaz biçimde mest ediyor beni. Bu kitabındaki… Continue reading

  • Kimim Ben? – Tahsin Yücel

    Keyifli ama beklentim çok yüksek olduğundan pek de beklediğimi bulamadığım bir kitaptı. Zaman zaman tekrarlar var. Genellikle yazarın 2000’li yıllarda kaleme aldığı denemelerden oluşuyor. Son zamanlarına dek böyle üretken olması ilham verici. Biçim ve Biçem, Yazı ve Okur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü denemeleri özellikle çok güzeldi. 19. yüzyıl batı edebiyatına yazarlarına ilişkin anlattıkları ve kendi anılarını… Continue reading

  • Penceremdeki mayıs

    04.06.2024, 06:29, Berlin Hafta sonu boyunca toplamda on saat uyuyup yirmi iki saat çalıştım. Mayıs ayının tamamı benzer bir tempoda geçti. Bu meşakkatli uğraşın sebebi öykü dosyam. Bağımsız öykülerimden on dokuzu bir araya geldi ve bir parti kurdu. Oylara talip 🙂 İki buçuk senedir ötelediğim tüm düzenleme ve kontrolleri yaptım. Okudukça her cümleyle oynadım. Sonsuz… Continue reading

  • Anlık hava durumu

    03.06.2024, 06:20, Berlin Yarının kaygısından bugünün huzurunu kaçırıyoruz. Çekmecelerin bir kısmı henüz dağınık olsa da, bu fikri içselleştirebildim, en azından şu anki durum için. Dün yürüyüş yaparken yağmura yakalandım. Ağaçların beni koruyabildiği kısa bir yaz yağmuruydu. Yağmur bitince saklandığım dalların altından çıktım. Artık yağmur sadece ağaçların altında yağıyordu. Bize şemsiye kesilmiş yapraklar suyu üzerlerinde biriktirmiş,… Continue reading

  • Günlük – Oğuz Atay

    Yürek burkucu. Aslında başlamadan önce az çok tahmin ediyordum başıma neler geleceğini ama yine de son bölümlerde burnumun direği sızladı. Anlaşılamama derdi ve topluma kırgınlığı içinde, zaman zaman hasta yatağından bizlere seslenen yazar, daha doğrusu bizim kafasına sızdığımız yazar beni çok etkiledi. Günlüğünde hissiyatı, edebiyat ve toplum değerlendirmeleri, kitap taslakları hatta kurguladığı uzun kitap pasajları… Continue reading

  • Zen Budizm Felsefesi – Byung-Chul Han

    Hem içerik hem de biçim olarak zorlu bir kitap. Zen budizmini anlatmak için değil zen budizmini batı felsefesi ile karşılaştırmak üzerine yazılmış diyebiliriz. Dolayısı ile batı felsefesine yeterince hakim değilseniz, havada kalan konular olacaktır. Biçim olarak da çok yorucu çünkü metin tırnaklı, italik, parantezli, Almanca karşılıklı ifadelerle dolu. Aynı yazarın başka bir yayınevinden ve başka… Continue reading

  • Memleket Hikâyeleri – Refik Halid Karay

    Türk edebiyatındaki ilk Anadolu öyküleri. Konular çok özgün. Betimlemeler çok güçlü. Yatık Emine ve Şeftali Bahçeleri en sevdiğim öyküler oldu. Sabahattin Ali öykülerini okurken, yazar yarattığı her karakterin hayatını yaşamış gibi bir hisse kapılırım. Aynı hisse bu kitapta da kapıldım. Continue reading

  • Sevme Sanatı – Erich Fromm

    Sanırım yirmili yaşlarda okunması gereken bir kitap. Övüldüğü kadar etkilemedi beni. Yine de ufak aydınlanmalar yaşadım. Özellikle Sevginin Uygulanması bölümü ilgi çekiciydi. Hem sevgi hem de sadizmin başkasını bilme isteğinden kaynaklandığından bahsettiği, anne ve baba sevgisinin karşılaştırıldığı, yine anne ve çocuk ilişkisinin irdelendiği kısımlar enteresandı. Birini seviyorsam onda herkesi, dünyayı ve kendimi de seviyorum mottosu… Continue reading

  • Çekmeceler

    31.05.2024, 06:25, Berlin Kafam pek yerinde değil. İçimdeki çekmeceler yine karıştı. Onlar dağınıkken yeni yazı çıkmıyor pek. Aklım onlarda. Ne güzel de düzenlemiştim hepsini. Bahsi bir daha açılmaz sandıklarım en alttaydı. İlk onlar fırladı, iyi mi? Continue reading