-
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu – Italo Calvino
Böyle kitaplar insanı edebiyatın varlığına şükrettiriyor. Öyle benzersiz bir yapı -ben oyun diyeceğim- kurulmuş ki. Kitaba dâhil olup hikâyeleri beraber kovalıyorsunuz. Şaşırtıcı, sorgulatan, karmaşık ve çok katmanlı. Ancak benim kafamın çok dağınık olduğu bir döneme geldiği için kitabın hakkını verebildiğimi de çok düşünmüyorum. Geçişler sırasında çok dağıldım. Mutlaka daha sakin bir zamanımda tekrar okuyacağım. Böyle… Continue reading
-
Kırmızı Azap – Ayfer Tunç
Ayfer Tunç’un okuduğum tekil öyküleri vardı ama hiçbir öykü kitabını baştan sona okumamıştım. Ne büyük kayıp! Yazarın dilini en çok sevdiğim romanı Dünya Ağrısı’ydı. Ama öykülerindeki dil şahaneliği bir başkaymış. Çok ağır bir kitap, insanın üstüne oturuyor. Ama iyi ki okumuşum. En çok Kadın Hikâyeleri Yüzünden, Mikail’in Kalbi Durdu ve Kaybetme Duygusu beni dili ve… Continue reading
-
Kış güneşi
23.05.2024, 06:23, Berlin Daha önce de muhakkak yazmışımdır. Kaldığın yerden devam edebildiğin ilişkilere bayılıyorum. Lisedeki en yakın arkadaşımla artık birbirimizin en yakın arkadaşları değiliz. Her gün haberleşmiyoruz. Çok ender yüz yüze görüşebiliyoruz. Ama onunla konuşurken kahkahalara boğulduğum gibi kimseyle gülmüyorum. Ufak bir tebessümden bahsetmiyorum. İnsanı altına işetecek raddeye getiren, gözünden yaşların aktığı o şahane eylemi… Continue reading
-
Çilekeş
22.05.2024, 06:24, Berlin Sıdkım sıyrıldı bu nedir ya? Yeter. Köle miyim ben? Ah akılsız kafa! Sen misin görünmek, duyulmak isteyen. Ne güzel yaşıyordum kendi kendime. Azıcık aşım, kaygısız başım. Müstahak bana. Ya ama bunun da bir ortası yok be kardeşim. Vur dedik, öldürdü. Bacım, dünyadaki tüm dertleri ben mi çekecem? Bu ne ya! Heriften dayak… Continue reading
-
Yeter ki görünsün gelincikler*
21.05.2024, 06:34, Berlin Bir senede 21.748 kelimelik şükran biriktirmişim. Her şeyi sayıya vurmak hem de sayılardan artık nefret ettiğimi söylerken. Tutarlılıkta Berke gibi olun. Bir senedir düzenli olarak (ev dışında olduğum tatiller hariç) şükür duyduğum şeyleri listeliyorum. Sabah şans eseri fark ettim bir sene olduğunu. Senelerdir yazıyor gibiyim oysa. Bu son bir senede kendimi iyileştirmek… Continue reading
-
Özyurdunda Yabancı Olmak – Demir Özlü & Ferit Edgü Mektuplaşmaları
Hayatımda en çok etkilendiğim kitaplardan biri olarak yapıştırdığım onlarca post-it ile (evet hâlâ kitaplara Mona Lisa muamelesi yapıyorum) kitaplığımın baş köşesine yerleşecek bir kitap. Deneme, günlük ve mektup okumayı çok seviyorum. Yazarların evlerine sızıp yaşamlarına ekleniyorum. Röntgenliyorum onları. 50 kuşağının tüm sıkıntılarını içinde barındıran bir kitap. Başka bir dönem değil onlarınki, başka bir dünya. Kitaba… Continue reading
-
Rüya Analizleri – Carl Gustav Jung
750 sayfalık bu battal boy kitaptan ne anladın derseniz ancak yüzde 30’u derim. Jung’a başlamak için çok yanlış bir kitap. Ancak nereye bağlayacak merakı kitabı okutturuyor. Kitabın yazıldığı dönemi göz önünde bulundursak da bu epey cinsiyetçi bir kitap olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sembolizm üzerinden astroloji, din, mitoloji, sosyoloji, dilimi, yerli kültürleri gibi birçok konuya değiniyor. Kitabın… Continue reading
-
Koro
20.05.2024, 06:22, Berlin Hem Sezer hem ben birtakım projeler içindeyiz. Mayıs ayının başından beri 5 günlük molayı saymazsak her hafta sonunu evde geçirdik. Havalar nasıl güzel. Sadece yürüyüş yapıp eve dönüyoruz. Hâlbuki bu Mayıs ayında eve girmemeyi hayal etmiştim. Hafta sonu mesaisi içindekinden yoğun geçiyor neredeyse. Haziran’da rahatlayacağımızın avuntusuyla sabrediyoruz. Kalkma saatimi 05:45’e çektim. Öyle… Continue reading
-
Cepler
19.05.2024, 06:25, Berlin Tahsin Yücel aynı isimli denemesiyle aklıma cepleri düşürdü. Daha çok içindekiler ve mahremiyetimizle ilgileniyordu. Tarihini merak etse de, araştırmamış. Önceden de yazdığım gibi tam bir cep insanı olduğumdan bu faydalı buluşun gelişimi merakımı celbetti. Bir de ne göreyim, bunun altında da cinsiyetçi yaklaşım ve toplumun kadına dayattırdıkları çıkmaz mı? Neyse ki ben… Continue reading
-
Sabahın körü
18.05.2024, 06:29, Berlin Dün kutlama yapalım demiştim. Günlük yazıları 9 ayda 50.000 kelimeye ulaştı. Günde 20 dakika vakit ayırırsak 9 ayda 100 sayfalık bir kitap yazabiliyoruz. Bunu görmek açısından kıymetli bir çaba 🙂 Ama bu kez diğer kutlamalarımın sevinci yok. Sanırım hem okuyan da hem yazanda bir sıkılmışlık hissine dönüşeyazıyor günlük. Yeni şeyler denemek istiyorum.… Continue reading