-
Otopsim – Jean-Louis Fournier
Özgün bir fikir, akıcı ve mizahı yüksek bir kitap. İyi bir yazarla tanışma kitabı olup olmadığından çok emin olmasam da, okurken beni zaman zaman gülümseten, zaman zaman şaşırtan bir kitap oldu. Fikrin kendisini çok orijinal bulmakla beraber, otopsi masasındaki bedenin dış dünya ile hâlâ bağ kuruyor olmaya çalışması düşündürücüydü. Aynı zamanda bu bağın üzerinde yapılan… Continue reading
-
Spinoza’nın Sevinci Nereden Geliyor? – Çetin Balanuye
Şimdiye kadar okuduğum felsefe kitaplarını giriş seviyesinde sayarsak, ilk gerçek felsefe kitabım. Yazarın sade dili, örnekleri ve temiz Türkçesi kitabı anlaşılır kılmış. Spinoza’nın kendisini okumadan önce yazarın kitaplarını okumanın çok yararlı olacağını düşünüyorum. Bu incecik kitap beni düşüncelerden düşüncelere savurdu. Sürekli bir sorgulama hâlinde kitabı okudum. Doğa/Tanrı kavramı, zihin ve bedenin ayrışmazlığı, zihnin hikâye yaratma… Continue reading
-
Kurtbağrından Berke’ye
26.05.2024, 06:21, Berke Dün yürüyüş yaparken kurtbağrı isimli bir çalı türüyle tanıştım. Kokusuyla beni kendine çekti. Türkçe adını çok tuhaf buldum ama nereden geldiğine ilişkin bir bilgi bulamadım. O bilgiyi araştırırken bazı Türkçe etimoloji siteleri buldum. Özel isimleri de eklemişler. Hemen Berke’ye baktım. Vizyonum çok geniştir 🙂 Berke tanrının kırbacı olarak geçiyor çoğu yerde, ben… Continue reading
-
Ağaç ve kitap
25.05.2024, 06:35, Berlin Etraf tanımadığım çiçek ve ağaç kokularıyla bezeli. Güzel bir Mayıs ayı. Arada yağmurlu. Bol güneşli. Ayların, günlerin, anıların kokuları var. Tarifsiz, tekrar duyunca canlanan. Berlin’de ıhlamur ağaçları pek boldur. Bu şehre ilişkin anılarım hep ıhlamur kokar. Arka odalara en yakın ıhlamur ağacı 100 metre ötede. Ama pencereyi açınca içeri kokuları doluyor. O… Continue reading
-
Değişen dünya
24.05.2024, 06:28, Berlin Bugün müzecilik ile ilgili okuduğum iki şahane yazı, dün dinlediğim Nilay Örnek ve İsmail Gezgin söyleşisi ile çok güzel denk geldi. Arkeolojik olarak dünyanın en bereketli coğrafyası Türkiye’de arkeoloji politikalarının yetersizliği hepimizin malumu. Bizim topraklarımızdan çıkan eserlerin, ki o eserler gerçekten bizim hakkımız mıdır bu da tartışmaya açık bir konudur, dünyaya yayılmasının… Continue reading
-
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu – Italo Calvino
Böyle kitaplar insanı edebiyatın varlığına şükrettiriyor. Öyle benzersiz bir yapı -ben oyun diyeceğim- kurulmuş ki. Kitaba dâhil olup hikâyeleri beraber kovalıyorsunuz. Şaşırtıcı, sorgulatan, karmaşık ve çok katmanlı. Ancak benim kafamın çok dağınık olduğu bir döneme geldiği için kitabın hakkını verebildiğimi de çok düşünmüyorum. Geçişler sırasında çok dağıldım. Mutlaka daha sakin bir zamanımda tekrar okuyacağım. Böyle… Continue reading
-
Kırmızı Azap – Ayfer Tunç
Ayfer Tunç’un okuduğum tekil öyküleri vardı ama hiçbir öykü kitabını baştan sona okumamıştım. Ne büyük kayıp! Yazarın dilini en çok sevdiğim romanı Dünya Ağrısı’ydı. Ama öykülerindeki dil şahaneliği bir başkaymış. Çok ağır bir kitap, insanın üstüne oturuyor. Ama iyi ki okumuşum. En çok Kadın Hikâyeleri Yüzünden, Mikail’in Kalbi Durdu ve Kaybetme Duygusu beni dili ve… Continue reading
-
Kış güneşi
23.05.2024, 06:23, Berlin Daha önce de muhakkak yazmışımdır. Kaldığın yerden devam edebildiğin ilişkilere bayılıyorum. Lisedeki en yakın arkadaşımla artık birbirimizin en yakın arkadaşları değiliz. Her gün haberleşmiyoruz. Çok ender yüz yüze görüşebiliyoruz. Ama onunla konuşurken kahkahalara boğulduğum gibi kimseyle gülmüyorum. Ufak bir tebessümden bahsetmiyorum. İnsanı altına işetecek raddeye getiren, gözünden yaşların aktığı o şahane eylemi… Continue reading
-
Çilekeş
22.05.2024, 06:24, Berlin Sıdkım sıyrıldı bu nedir ya? Yeter. Köle miyim ben? Ah akılsız kafa! Sen misin görünmek, duyulmak isteyen. Ne güzel yaşıyordum kendi kendime. Azıcık aşım, kaygısız başım. Müstahak bana. Ya ama bunun da bir ortası yok be kardeşim. Vur dedik, öldürdü. Bacım, dünyadaki tüm dertleri ben mi çekecem? Bu ne ya! Heriften dayak… Continue reading
-
Yeter ki görünsün gelincikler*
21.05.2024, 06:34, Berlin Bir senede 21.748 kelimelik şükran biriktirmişim. Her şeyi sayıya vurmak hem de sayılardan artık nefret ettiğimi söylerken. Tutarlılıkta Berke gibi olun. Bir senedir düzenli olarak (ev dışında olduğum tatiller hariç) şükür duyduğum şeyleri listeliyorum. Sabah şans eseri fark ettim bir sene olduğunu. Senelerdir yazıyor gibiyim oysa. Bu son bir senede kendimi iyileştirmek… Continue reading