• En azından benim için

    08.11.2024, 05:37, Berlin Rutinler stresimizi azaltmakta çok etkili. En azından benim için. O gün beni strese sokacak bir şey yapacaksam rutinlerimle güne başlamak aslında o günün diğerlerinden çok da farklı olmadığı hissiyatını aşılıyor bana. O gün seyahat günüyse aynı vakitte kalkmış, yazısını yazmış, kitabını okuyarak güne başlamış Berke ile bunları es geçerek başlamış Berke arasında… Continue reading

  • Ebe!

    07.11.2024, 07:51, Berlin Arabadaydık. Çiseleyen yağmur araba camındaki tozla birleşip çamurlaşıyordu. Berlin’in en büyük ve en eski bulvarında, sokak lambalarının yüzyıllık gölgeleri yeni asfalta düşüyordu. Konuşulması gerekenleri söylemiş olmanın mayhoş rehaveti vardı üzerimizde. Günlerdir etrafımızda dolanan ama bizi sobeleyemeyen sözlere yakalanmıştık sonunda. Şimdi bir sağanak bekliyoruz camları arındırmak için. Continue reading

  • Edepsiz edebiyat

    05.11.2024, 06:18, Berlin Alfred L. Kroeber, Amerikan antropolojisinin öncülerinden biri. Kroeber’in kültüre dair temel savı, kültürün biyolojik değil, öğrenilmiş bir yapı olduğu. Kroeber’e göre, insan davranışları ve değer sistemleri, biyolojik kökenlerden ziyade çevresel ve toplumsal etkileşimler yoluyla şekilleniyor. Kültür kalıtımla aktarılmadığı gibi biyolojik içgüdülerle de belirlenmiyor; nesilden nesile aktarılırken öğrenme yoluyla ediniliyor ve toplumsal yapıların… Continue reading

  • Buradayız!

    04.11.2024, 07:44, Berlin İran’da kıyafet baskılarına direnmek için soyunan genç kadın yeni feminizm sembolümüz oldu. Akıbetini bilmiyoruz ama iyi olmadığını ya da olmayacağını kestiriyoruz. Bir dava uğruna kendinden vazgeçebilmek kadar cesaret isteyen pek bir şey yok. Tarihin tozlu sayfaları bu şanlı kadınlar ve direnişleriyle dolu. Bugün şans eseri Anne Royall ile ilgili bir yazı düştü… Continue reading

  • Sisifos Söyleni – Albert Camus

    Benim için anlaması çok zor bir kitaptı. Yaratımla ilgili bölümleri nispeten kolay ve keyifli buldum. Kitaplığımın tekrar okunması gerekenler köşesinde yerini aldı. Continue reading

  • Görmek – José Saramago

    Saramago ironisini ve absürtlüğünü çok seviyorum. Kitaptaki geçişler biraz keskindi, parçalı bir yapısı vardı. Takip etmekte zorlandığım yerler oldu, bazı kısımlar da daha kısa olabilirmiş sanki. Yine de severiz efenim. Continue reading

  • Yürekte Bukağı – Tomris Uyar

    Olayların daha arka planda kaldığı iç sesleri daha çok duyduğumuz bir öykü kitabı olarak bence yazarın okuduğum diğer kitaplarından ayrılıyor. Bu soyutluğu ve şiirselliği çok sevdim. Continue reading

  • Köftecide

    03.11.2024, 06:30, Berlin Köftecinin buğulanmış camlarına rağmen içerinin kalabalığı belli oluyor. Kapıyı açınca yüzüne ter kokusuyla karışık yağ kokusu çarptı. Duvar dibindeki tek boş masaya oturdu. Önündeki kalabalık grubun siparişini alan garson göz teması kurup hafifçe kafasını sallayarak birazdan geleceğinin sinyalini verdi. Kekik ve pul biber kavanozlarının plastik bir bitki taklidi ile dizildiği örtüsüz masada… Continue reading

  • Mutlu park

    Bu rota sabahları koşu, öğleleri yürüyüş yolum. Kiraz çiçeği ağacı mezar taşı satan dükkânın bahçesinde ancak dükkân kapanmış. Bu dükkânı bir öykümde mekân olarak kullandığımdan aslında hep açık kalacak. Sahibinin bundan haberi yok. Hava kapalıysa hafta içi öğle saatlerinde kocaman parkta bir avuç insan oluyoruz. Duyulan tek ses yaprak hışırtısı, dere akıntısı, karga gaklaması ve… Continue reading

  • Bayram

    31.10.2024, 06:13, Berlin Nisan ve Mayıs’taki bayramları dondurma yiyebildiğin için daha çok seviyorsun. Ekim de güzel. Bayram olsun da. Deden emekli olmadan önce onunla protokol kutlamasına da katılırdın. Özlüyorsun o günleri. Baban ya iştedir ya da vardiyalı çalıştığı için uyuyordur. Annen ve kardeşinle dışarı çıkıyorsunuz. Önde bando mızıka arkada okul okul flamaları onların da arkasında… Continue reading