• Coetzee ve Ishiguro

    06.01.2025, 06:31, Berlin İnsan hiç tutarlı bir varlık değil. Özellikle de ‘ben’ türü. Duygularım ve düşüncelerim öyle çabuk değişiyor ki. Şu günlük yazılarını art arda okusak neler çıkar acaba? Geçtiğimiz zamanlarda okuyup çok da etkilenmediğim yazarlar olmuştu: Coetzee ve Ishiguro. Kitaplarının konularını ve barındırdıkları felsefi tartışmaları çok ilginç bulmakla beraber kitapların geçtiği evrenlere ilişkin okura… Continue reading

  • Karadelik Güncesi – Ali Teoman

    Konstantiniyye Üçlemesi’nin ikinci kitabı olan Karadelik Güncesi konu olarak bir önceki kitapla devamlılık göstermese de onun karakterlerine epey gönderme yapıyor. Ancak kitaplar farklı bir sıralamayla da okunabilir diye düşünüyorum. Geçmişin ve geleceğin iç içe girdiği, tüm zamanların aynı anda yaşandığı bir İstanbul’dayız. Grotesk bir atmosfer hâkim. Yaz aylarında kar yayıyor, sonbahar ayları ise çok daha… Continue reading

  • İlk yardım

    Yayoi Kusama Japonya’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Annesiyle sorunlu bir ilişkisi var. Yayoi, çapkınlıklarını takip etsin diye bir dedektif gibi babasının peşine yollanıyor. On yaşında halüsinasyonlar görmeye başlıyor. Görüleri nokta nokta ve dalgalı bir hareket hâlinde. Yayoi küçük yaşlardan itibaren sanatı zihnindeki düşüncelerden kurtulma aracı olarak kullanıyor. Georgia O’Keffeé’ye hayran. Onunla… Continue reading

  • Bırakmak

    01.01.2025, 07:37, Berlin Geçen seneden beri yeni yıla girerken kocaman kararlar almıyorum, büyük listeler yapmıyorum. Şu anki hâlimle çok mutluyum. Kökten bir değişim istemiyorum. Değiştirmek istediğim şeyler var elbette ama bunlar için listeler yapmaya gerek duymuyorum. Hâlihazırdaki düzenime devam edeyim, yanına ne katsam kârdır. Yine de sanırım bu senenin konsepti belirlendi: bırakmak. Olumsuz düşünceleri, şikâyetleri… Continue reading

  • 2024

    31.12.2024, 05:33, Berlin Âdet olduğu üzere sene bitmeden seneyi bir değerlendirelim. 2024 benim küçük dünyam için muhteşem bir seneydi. Beni mutlu eden tüm alışkanlıklarıma devam ettim. Aşağıdakilerin hiçbiri tesadüf değil. Yeri geldi günlerce evden çıkmadım, saatlerde sandalyemden kalkmadım. Uyumadığım, çalışmadığım her dakikayı edebiyata ayırdım. Her sene bu kadar verimli geçmez, bu sene biraz hız keserim.… Continue reading

  • Willy-Brandt Haus Sergisi

    Serginin odağında Claus ve Erika Hopke’un çalışmaları olsa da başka sanatçıların eserlerini de görmek mümkün. Doğu Almanya’da sanat resmi olarak sosyalizmin hizmetindeydi. Sanatta, edebiyatta ya da tiyatroda olsun, sanatçıların eserleri toplumsal koşulları ele almayı ve toplumun ideal bir resmini çizmeyi amaçlıyordu. Devlete ve partiye yönelik eleştiriler hoş karşılanmıyor ve ‘devleti tehlikeye sokan propaganda ve ajitasyon’… Continue reading

  • Don Kişot’tan Bugüne Roman – Jale Parla

    Senenin son kitap yazısı. 170’ten fazla kitabı okumak değil ama onlarla ilgili yazmak beni biraz yordu. Kitap yazılarım şekil ve şemail olarak değişti. Kısa özetlerden nispeten daha uzun yazılara evrildi. Her kitap için bu kadar uzun yazmak ister miyim emin değilim. Sadece beni çok etkileyen kitapları yazayım dedim. Ona da içim el vermedi. Notlarımın temiz… Continue reading

  • 2024 Sony World Photography Awards

    Sony Dünya Fotoğraf Ödülleri sergisinde beğendiğim fotoğraf sayısı her sene düşüyor. Fotoğrafçılık benim çok benimseyemediğim yerlere evriliyor. Beğendiklerimi paylaşıyorum. Ian Ford, Caiman Crunch: São Lourenço Nehri kıyısındaki dişi jaguar, kalmanın üzerinde. Kyaw Htet, The Fisherman’s Life: Myanmar’daki Inle Gölü’nde iki balıkçı. Viyana Modan, Mookambika Gulikan Theyyam: Gulikan Theyyam, Hint inanışında tanrı Shiva’nın tezahürü olarak kabul… Continue reading

  • En Eski Yüz – Pelin Buzluk

    Yeni dönem öykücüleri arasında okumayı en sevdiğim isimlerden biri Pelin Buzluk. Listem de çok kalabalık değil zaten. Neredeyse her kitabı ödüllü. Bu kitabı da Sait Faik Hikâye Armağanı’nı almış. Dümdüz metinlerden ve kuru dilli öykülerden hiç hoşlanmıyorum. Pelin Buzluk’a bayılmamın en büyük sebebi dili kullanım şekli. Zaman zaman şiirsel ama bir o kadar da duru.… Continue reading

  • Kitap Evi – Enis Batur

    Kitaplara ve okuma eylemine adanmış kutsal bir kitap. Tür sınırların belirsizleştiği bir yerdeyiz. Otobiyografi, deneme ve kurgu arasında gidip geliyoruz. Bundan hiç de şikâyetçi değilim. Roman denmesinin okurda daha uzun ve klasik bir kurgu beklentisi yarattığını düşünsem de ustanın vardır bir bildiği. Bir bibliyofilin kitaplarla olan ilişkisini, onların fiziksel varlığına duyduğu aşkı, bu bağın insanın… Continue reading