• Varlığın gürültüsünden kaçmak ve boşluğa evriliş

    Hakan Günday’ın Tutunamayanlar’a getirdiği tutunmayan ve tutunamayan ayrımı beni çok etkilemişti. Turgut’u tutunamayan, Selim’i ise tutunmayan olarak tanımlıyordu. Bu ayrımı ilk duyduğum günden beri her vazgeçiş hâlini bu iki eksen üzerinden düşünmeye başladım. Çünkü bu bakış, kaybın ya da geri çekilmenin sadece edilgen bir kader değil, bazen de bilinçli bir yöneliş olabileceğini fark ettirdi bana.… Continue reading

  • A Ay

    Sevim Burak’a duyduğum hayranlık, yolumu Türk sinemasının en entelektüel filmlerinden birine çıkardı: A Ay. Ama Sevim Burak yalnız değildi bu filmde. Onun yanında John Donne, William Blake, Edip Cansever de vardı. Filmin sanat yönetmenliğini de Onat Kutlar yapmış. Elimde kanıtım olmasa da Tanpınar da filmin içindeymiş gibi geliyor bana. Zamanla kurulan ilişki, geçmişin gölgeleriyle örülmüş… Continue reading

  • Ömrün iklimleri

    08.06.2025, 15:39, Mallorca Akdeniz iklimi ve insanı bana iyi geliyor. Güneşin tenimize değil de doğrudan ruhumuza değdiği o kıyı kentlerinde, ortak dilleri olmadan uzun uzun muhabbet eden insanlar var. İkinci defa karşılaştığınızda muhabbete durduğunuz, en kötü uzaktan el salladığınız insanlar… Lezzetli yemekler… Orman yeşilinin aralarına serpiştirilmiş turkuazlar… Hayat, sanki hep bu hâliyle yaşanmalıymış gibi. Bir… Continue reading

  • Woolf’un fenerleri

    05.06.2025, 07:27, Mallorca Woolf’un deniz fenerine bakıyorum. Başka denizlerin kıyısındayız şimdi, başka rüzgârlar esiyor yüzümüze, başka dalgalar çarpıyor kıyıya. Ama olsun, fener aynı fener. Bir kez göz göze geldiysen onunla, nerede olursan ol, her fener artık Woolf’undur. Dalgalar da Woolf’un zaten. Fenerler, denizdekilere kara müjdesi taşır. Peki ya karadakilere? Onlara da denizi müjdelerler herhâlde: “Ulaştın… Continue reading

  • Pınar Fidan Komedi Gösterisi

    Kadın komedyenlere bayılıyorum. Dün Pınar Fidan’ı izledik. Aralıksız güldüm. Bu alandaki erkek hegemonyasının kırılmaya başlaması da beni çok mutlu ediyor. Ayrıca şimdiye dek izlediklerim arasında en uzunuydu. Tam iki saat sahnede kalarak bizleri güldürdü. Seda Yüz gösterisiyle ilgili yazımda desteğimi hep kadınlardan yana kullanacağımı yazmıştım. Bu prensibime sadık kalıyorum. Aldığım ve okuduğum kitaplar arasında hep… Continue reading

  • Pardon da biz burada senelerdir bekliyoruz, en sona geçer misiniz?

    29.05.2025, 07:29, Berlin Okumayla ilişkim zamanla düzelir sanıyordum ama tam tersi oluyor gibi. “Zaman geçtikçe daha yerleşik okurum, daldan dala atlamam,” diyordum, ama kendimi freni boşalmış bir kamyon gibi İstanbul’un yokuşlarından aşağı yuvarlanırken buluyorum. Bir kavram ilgimi çekiyor, araştırmaya başlıyorum; karşıma bir kitap çıkıyor, o kitap başka bir denemeye götürüyor, o deneme daha önce okuduğum… Continue reading

  • Brown hareketi

    Fizik dünyasında Brown hareketi diye bir kavram var. Sıvı ya da gaz gibi akışkanlar içindeki küçük parçacıkların gözle görülür şekilde rastgele ve düzensiz hareket etmesini ifade ediyor. İlk kez 1827’de İskoç botanikçi Robert Brown tarafından gözlemlenmiş ve onun adıyla anılmaya başlamış. Sırtını bilime dayayan ve dayamayan tüm disiplinlerin birbirini etkilemesi gibi bu kavramın da sanat… Continue reading

  • Zengin Mutfağı

    Şener Şen’i sahnede izlemek onun seksen dört yaşına, benim otuz sekiz yaşıma nasip oldu. Sahneye ilk çıkışı, alkışlarla yıkılan salon, hayatımın her dönemine iz bırakmış bir sanatçıya bu kadar yakın olmak beni çok duygulandırdı. Bir ömrü sadece sanata adamak, böyle yetenekli olmak ve yeteneğinin tüm ülke tarafından fark edilmiş olması, Berlin’de daha oyun başlamadan sadece… Continue reading

  • Kırılan zaman, sızan evren

    David Hockney çağdaş sanatın önemli ve yaşayan figürlerinden. Renk kullanımı, Pop Art tarzının ötesine geçip ona derinlik kazandırması, görme biçimleri üzerine kafa yorması sanatının en belirgin özellikleri. Sıradan görünen imgeleri sıra dışı bakış açılarıyla yeniden şekillendiriyor ve böylece bizi gözlemlerimizin ötesine, algılarımızın sınırlarına götürüyor. Sanatçının en meşhur eserlerinden biri olan A Bigger Splash tam da… Continue reading

  • Mutlu Krapp

    19.05.2025, 20:12, Berlin Dün, Beckett’in Krapp’ın Son Kaydı isimli oyununu okudum. Altmış dokuz yaşındaki Krapp her yıl ses bantları kaydeder. Artık yaşlanmıştır. Hayatı boyunca hep geleceği kovalamış, ânı ıskalamıştır. Geçmiş kayıtların arasından birini seçer: Otuz dokuz yaşındaki hâline ait bir bant. Otuz dokuzuma az kalmışken bu metne denk gelmem ilginç bir tesadüf oldu. Krapp çok… Continue reading